Şu günlerde aşçılarımızın lezzetli dokunuşları evlerimize geliyor. Normal zamanlarda çok yoğun çalışan bu meslek grubu, hizmet sektörünün en çok bahsedilen yüzleri olmaya başladı. Hem sektörünün verdiği zorluklar hem de zamanın bize getirdiği engellerle yüz yüzeyiz. Pekte yabancı olmadığınız bu gerçeklere aşçılığın zorlukları konusuna hep beraber göz atalım.
Aşçılığın 5 Başlıkta Zorlukları
Uzun Çalışma Saatleri
Aşçılığın zorlukları şüphesiz uzun çalışma saatleri diyebiliriz. Bu gerçek ile staj yaparken değil tam zamanlı çalışmaya başladığınızda neredeyse daha ilk günden başlıyorsunuz. Staj günlerinin rahatlığını özlemeye başlayacaksanız kendinize sorular sormaya başlasanız iyi edersiniz.
- Bu sektörde 8 saat işimi yapayım, 1 saat yemek arası olsun birkaç tane de kahve molası ve bu iş biter ben evime giderim mantığının olmadığı yerdeyiz. Tamam bir iki saat mesai yaparım ücretimi de alırım ertesi sabahta biraz geç kalsam bir şey olmaz dediğimiz yerde de değiliz.
- Bazen günde 12 saati bulan çalışmadan sonra ertesi gün 1 – 2 saat de erken gelmeye enerjinizin nasıl yeteceğini hesaplamaya çalıştığınız yerdir. Haftada 6 gün 48 – 60 yada daha fazla saat çalışmayı göze almalısınız. Hemen bir not düşelim tabi ki bu çalıştığınız yere de bağlı bir durumdur. Çok isim yapmış kaliteli yerler böyle çalışmıyordur diye de bir algı oluşmasın.
Özel Hayata Vakit Ayıramama
Peki, aşçılığın zorlukları olarak özel hayata vakit ayıramama diyebilir miyiz? Çevrenizde aşçı yada şef eşiniz dostunuz bir tanıdığınız varsa mutlaka çok yoğun çalıştıklarını bilirsiniz. Hatta bunu televizyonlardan internetten de görüp duymuşsunuzdur.
- Özel günlerde plan beklentinizin en düşük seviyede olması gerektiği meslektir. Çünkü o günlerde insanların güzel vakit geçirip lezzetli sofralarda oturabilmesi için çalışırlar. Özel günler dışında da planları esnek tutmanız gerekir aksi takdir de biraz hayal kırıklıkları yaşayacaksınız.
- Çevrelerine vakit ayırmak dışında kendilerine de vakit ayırmaları haylice zordur. Bu kadar fiziksel ve mental efor verdiğiniz bir günün sonunda eve vardığınızda kendinizi uykunun kollarına kısa sürede bırakırsınız. Haftada bir gün olan izin gününüz eğer üst konumlarda değilseniz genelde değişir ve sizin istediğiniz günler olmadığı da çoğunluktadır. O gün de herkes çalışırken sizinle sosyalleşecek insan sayısı da fazla olmaz.
Sağlık Sorunları
Öğretmenlik yapanlar veya uzun süre ayakta çalışan meslek gruplarının şuan akıllarına ilk gelen bacaklarındaki ağrılar olmuştur diye düşünüyorum.
- Ayak bileklerinde, bacaklarda ve belde zamanla beliren hatta 3 metre ileriden bile görülebilecek varisler size merhaba diyecektir. İlk başlarda çokta önemsemediğiniz bu durum size ciddiyetini gösterebilir.
- Ellerde ayaklarda oluşan nasırlar ve kesikler bunlar bu işin küçük parçası. Ancak ciddi kayıplar da söz konusu olabilir böyle örnekleri çokça görebilirsiniz.
- Diğer sorun ise belirgin derece de kamburluk ve fıtık. Gencim fıtık beni şimdi bulmaz diye düşündüğünüz an hata ediyorsunuz.
- Alerjiler ve deri problemleri daha hızlı kendini gösterebiliyor. Ama bu yaşıma kadar böyle bir şey yoktu diyorsunuz ve sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz.
- Kapalı ortamda uzun süre çalışmanın getirdiği D vitamini eksikliğini ofis çalışanları da bilir. Buda tabii son zamanlarda en sık kullandığımız kelimelerden bağışıklığımızı ve ruh sağlığımızı etkiliyor.
- Ellerde, kollarda ve ayaklarda uyuşmalar da zamanla sizi rahatsız edici boyutlara ulaşabiliyor.
- Yoğun baskı altında çalışmaya emirler almaya uzun süre odaklanabilmeyi de göğüsleyebilmelisiniz.
Dengesiz Beslenme
Aşçı dediğimiz de dengesiz beslenme de ne ki diyebilirsiniz. Ancak ciddi bir sorun olabilir. Çalışma saatlerinin değişkenliği de yoğunluğu da sizi etkileyen faktörler. Çoğu zaman işten çıktığınızda aç olursunuz ama canınız bir şey yemek istemez.
- Bütün gün yemek kokusuna maruz kaldıktan sonra mideniz haliyle bulanabilir. Bunu sabah saatlerinde yada günün herhangi bir saatinde de sık sık yaşayabilirsiniz. Ve buna zamanla alışırsınız da diyemeyeceğim.
- Zamansızlık ve iş yükü sizi hızlıca yemek yemeye veya yeteri kadar beslenememeye sevk ediyor. Çünkü bir dolu tabak yediğiniz de ki ne yediğinize bağlı olarak kan şekeriniz artıyor. Uyku hali yada fazla yemekten kaynaklanan yavaş hareket ediyorsunuz. Ancak genel olarak hep hızlı çalışmalısınız.
- İhtiyacınız kadar enerji veya sıvı bile tüketemiyorsunuz. Yanı başınızda naneli, limon parçalı güzel bir bardak su olmuyor. Yada bir anda hızlıca ‘kafaya dikiyorsunuz’.
- Aynı şekilde ayakta yediğiniz oluyor. Yaptıklarınızın tadına bakmanız gerekiyor. Yani gün içinde kan şekeriniz dalgalanabiliyor. Sonuç olarak acıkıyoruz ve yatmadan önce ağır yemekler yiyebiliyoruz. Buda vücudumuza ekstra yük oluyor. Fiziksel anlamda bunu kilo olarak bedenimizde görüyoruz.
Cinsiyet Eşitsizliği
Her ne kadar kadınlara mutfakta çok yer veriyoruz denilse de tercihler daha çok fiziksel kuvvetten yana. Tercihler konusunda çok hassas davranan işletmeler var elbette.
- Profesyonel mutfağa girdiğinizde evinizdeki gibi ağırlıklarla uğraşmıyorsunuz. Boyutlar ve sayılar yüzleri aşıyor.
- Onun dışında tüm bu uzun saatler, stres yükü ve dayanıklılık gerektiren bu meslekte kadınlar daha kırılgan olabiliyor. Başvuru yaptığınız sıra da bile bu sorgulanıyor zaten.
Daha çok ayrıntıdan bahsedilebilir ancak genel hatlarıyla konu kendini özetliyor.
Aşçılığın Zorlukları Sonuç Olarak;
Pek iyi şeylerden bahsetmedik ama sorunlar herkeste olacak yada hepsi birden olacak diye bir şey yoktur. Çünkü herkesin bünyesi farklıdır. Fiziksel yükünüzü atacağınız günlerde gelecektir. Ama kısa ama uzun sürer bunu zaman size gösterecektir. Fakat sorumluluğun getirdiği yüklerde hafif olmayacaktır. Her mesleğin zorlukları vardır. Bu da öncelikle bu işi gerçekten çok sevmek ona bağlı hissetmekten geçiyor. Hatta sevmekten daha fazlasına bile ihtiyacınız var. Bu şekilde hissettiğiniz de zorlukların üstünden gelecek yollar buluyoruz. Sadece para kazanmak için yapılabilecek bir iş olarak düşünürseniz çok kısa sürede bunun tam tersini yaşayacaksınız. Strese karşı da tecrübelendikçe daha rahat başa çıkmayı öğrenebiliriz. Bu biraz da kişinin yapısına bağlı. Ancak bu mesleği yapan herkesin kendisine çok özen göstermesi gerekir. Yolun daha uzun olduğunu düşünürsek devam edecek enerji kaynağına ihtiyacınız olacak.
Gastronomi Usta Öğreticisi Ceren Aksoylu