Heidi ve Clara’nin Böyle Dertleri Var Mıydı?

Eminim Heidi ve Clara’nın böyle dertleri yoktu… Hayır, keçileri söylemiyorum, onlar bizde de var 🙂 ama hep kaçıyorlar! Bahsettiğim dert cilt temizliği. Makyajımızı silmekte tek başına yeterli olmuyor, daha derine inmek gerekli. Su ile boooolca yıkıyoruz, e birde jel veya sabun ile köpürtüyoruzda…

Yine mi olmadı?!

Cilt Temizliği Nedir?

Cilt temizliği aslında hep geçiştirdiğimiz, oldu sandığımız ama bize sıklıkla ‘aa nereden çıktı bu sivilce şimdi?’ cümlesini kurdurtan önemli detaydır.

 

( Nasıl nereden çıktı?! Geçen hafta üşenip makyajınla uyudun ya )

Klasik bir günden bir şey olmaz’cılar kulak kabarttılar 🙂

Yaklaş, anlatıyorum…

Cildimiz yapısal olarak minnacık gözeneklerden oluşan bir deri. Gün içerisinde hava kirliliğinden, dumandan, makyajdan, terden hemencecik nazlı bir gelin edasıyla örtünüyor yani tıkanıyor. Bütün günün pisliği ve kiri ile gezdikten sonra eve gelip yine kapalı bir alana giriyoruz ve cildimiz yine nefes alamıyor. Ta ki biz onu temizleyene kadar.

Hani güneşin altında kavrulduktan sonra balıklama suya atlarız ya! Öyle bir ferahlama hissi.

Sadece makyaj temizlemekten bahsetmiyorum elbette, sonrasında mutlaka minik granüllü bir temizleyici ile arındırmak gerekiyor. Granüller gözeneklerimizin içine girip çıkarak temizlememize yardımcı oluyorlar, minik granüller hem gözeneklerimize daha kolay ulaşıyor hem de cildimizi çizmiyor.

Bunun yanında cildin ölü deriden ve hücrelerden arınması, güneşten olan hasar ve lekelerin giderilmesi için ya da akne/sivilce izlerinin görünümünü azaltmak için bazı asitlerden faydalanabiliriz.

Bunlardan önereceğim ikisi AHA (Alfa Hidroksi Asit), BHA (Beta Hidroksi Asit).

Bu asitler yüksek konsantrasyona sahipler ve cilt soyucu olarak kullanılırlar.

Evde direkt kullanımı mümkün olmayan asitleri kullanılabilir kılıyorlar, örneğin AHA meyve asididir. Biz limonu direkt yüzümüze sürdüğümüzde birebir asitin zararlı etkisine maruz kalırız ve cildi tahriş ederiz ama serum ile öyle olmuyor, cildimiz miiiis gibi soyuluyor.

Aynı şekilde, BHA’da cildi soyma ve arındırma özelliğinde olsa da nemlendirme etkiside  vardır. AHA ve BHA’nın serum versiyonlarını 7-10 günde 1, 10 dakikadan fazla tutmamak şartı ile yapabilirsiniz (dakika ürüne göre değişebilir onuda okuyuver :))

Bir başka yardımcımız olan kil maskeleri; magnezyum, kalsiyum, demir, potasyum gibi minareller barındırıyor ve her kullandığımızda direkt cildimize nüfus ediyorlar.

 

Düzenli kullanımda (7-10 gün) fazla yağın dengelenmesine, tıkalı gözeneklerin açılmasına ve görünümünün sıkılaşmasına yardımcı oluyor. Yine ürüne göre değişebilir ama ortalama 10-15 dakika içinde rahat konuşamayacak hale geliyorsunuz, işte o zaman yıkayın 🙂

Şimdi bir toparlayalım mı ne yaptık? Cildimizi her gün temizliyoruz ve bunu günlük rutin haline getiriyoruz. Kendimize bir spa günü belirliyoruz, benimki pazar. O gün, mümkünse duştan sonra (gözeneklerin en açık zamanı) cildimizi minik granüllü bir temizleyici yardımı ile gözenekleri süpürüyoruz, sonra kil maskesi uyguluyoruz. Kil, gözeneklerin içine tamamen nüfus ettiği için oraları iyice bir temizleyecek 🙂

Yararlı asitlerden biri ile ölü derilerimizden arınıyoruz, olduk mu pamuk gibi 🙂

Şimdi cildine çok güzel bir nemlendirici ver, 20 yaş üzerindeysen gözaltı kremini sakın ihmal etme. Cilt bakımını, rutin haline getirmeyi ve kendini bununla şımartmayı unutma.

Banyona biraz mum koy, güzel bir müzik aç ve ruhunu da besle aynı zamanda.

En çok kendini sev,

Sevgiler,

Duygu Yazıcı

Exit mobile version