Çocuk Gelişiminde Oyunun Rolü Nedir?

Çocuk gelişimi dönemleri içinde en önemli dönemlerden biri okul öncesi çocukluk dönemidir. Ailesi ve akran iletişimi ile toplumsallaşmaya başlayan çocuklar, oyun oynamaya ve deneyimlerini oyun yaşantısında kullanmaya başlarlar. Çocuklar yüzyıllardan beri oynayagelmiştir. Yüzlerce uygarlık örenlerinde oyuncaklar bulunmuştur. İçinde yaşadığımız toplum çocukların oyun arkadaşlarıyla ve başkalarıyla etkileşimin özendirildiği bir toplumdur. Çünkü iletişim içinde olmak ve sosyalleşmek bir bakıma insan olmanın ilk şartlarındandır. Çocuk gelişiminde oyun dünyasına bir bakalım…

Çocuk Gelişiminde Oyun Dünyası

Çocuk gelişiminde oyun toplumsal gelişimin ve kişilik gelişiminin önemli bir yönünü oluşturmaktadır. Branuer (1975), “Oyun çocukluğun temel işidir.” Demektedir. Çocuğun yeni yetiler kazanması öncelikle oyun oynaması ile başlar. Oyun, çocuğun kendini anlatma, var olan yeteneklerini anlama, dil, sosyal ve motor becerisinin kazanılmasında aktif rol oynamaktadır. Çocuklar oyunda dünyayı olduğu veya olmasını istediği gibi ele alma şansına sahiptirler. Oyun, eğlenceli bir öğreticidir.

Oyun oynamaları, çocukların kendilerini çevreleyen dünyayı keşfetmelerine, biricik ve bireysel biçimlerde tepkide bulunmalarına imkan sağlamaktadır. Okul öncesi çocukları oyun aracılığıyla, gerçek davranıştan kaynaklanabilecek tehlikelerle karşılaşmaksızın farklı rolleri deneyimleyebilirler. Örneğin, çocukların “Haydi, arabalarımızı çarpıştıralım.” Ya da “Sen polis ol ben kötü adam olayım.” Dediklerini oyunlarda sıklıkla duyabiliriz.

Oyun zihin gelişimi için gerekli uyarılmayı da sağlamaktadır. Bunun yanında oyunlardaki çeşitliliğin fiziksel doğası (tırmanma, koşma, sıçrama, atlama vb.) hareket becerilerinin gelişiminde aktif rol oynamaktadır.

Oyun Türleri

Oyunu farklı türlerde tanımlayan birçok psikolog vardır. Klasik bir çalışmada Parten iki-beş yaş aralığındaki çocukların oyun etkinliklerini yuva ortamında etkileşim yönünde incelemiştir. Altı tür davranış tanımlamıştır.

  1. Uğraşsız davranış: Çocuk gerçekte aktif bir rolle oynamamakta, ama çevresinde gelişen ve anlık ilgisini çeken her şeyi seyrederek kendisini oyalamaktadır. Eğer ilgi çekici hiçbir şey olmuyorsa çocuk sandalyelerin üzerine çıkar, ayakta durur, annesini izler ya da odanın bir noktasında çevresini gözleyerek oturur.
  2. Seyirci: Çocuk zamanının büyük çoğunluğunu diğer çocukları izleyerek geçirir. Gözlemlediği çocuklarla sık sık konuşur, onlara fikir verir ya da sorular sorar. Fakat kendisi açık biçimde oyuna katılmaz. Çocuk izlediği grupta her şeyi görebileceği ve konuşacağı bir mesafede durur ya da oturur.
  3. Yalnız, bağımsız oyun: Çocuk oyuncaklarla yalnız başına ve bağımsız olarak oynar, öbür çocukluklarla yakınlaşmak için çaba harcamaz. Başkalarının yaptıklarıyla ilgilenmeksizin kendi etkinliğini sürdürür.
  4. Paralel etkinlik: Çocuk bağımsız olarak oynar, fakat seçtiği etkinlik diğer çocukların oynadıklarına benzerdir. Öbür çocuklarla birlikte olmaktan çok onların yanında oynar, yakınındaki çocukların oyunlarından etkilenmeye ya da değiştirmeye çalışmaz.

  5. Birlikte oyun: Çocuk diğer çocuklarla oynar. Konuşmalar ortak etkinlikleri ile ilgilidir. Oyun malzemeleri ödünç alınıp verilir. Çocuklar bireysel ilgi ve isteklerini geriye almazlar bunun yerine her çocuk istediği gibi davranmakta özgürdür.
  6. İşbirliği kurucu ya da örgütlü tamamlayıcı oyun: Çocuk, bir ürün ortaya çıkarma, yarışmaya dayalı bir amaca ulaşma, yetişkin yaşamının durumlarını canlandırma gibi bir amaç için örgütlenmiş grupta oynar. Belirgin bir gruba ait olma duygusu vardır.

Çocuklar Neden Oyuna Daha Az Vakit Ayırır?

İleri yıllarda yapılan araştırmalar üç ve dört yaş çocuklarının daha az oyun oynadığını saptadı. Bu değişimin olası açıklamaları, yaşıt etkileşiminde, televizyon seyretmedeki artış lehine bir azalma, yalnız oynanan oyunları destekleyen karmaşık oyuncakların varlığı ve oyuncak elde edilebilirliğinde var olan artış aynı zamanda ailelerin küçülmesi sonucunda kardeş etkileşimi olanağının azalması gibi nedenleri içermektedir.

Düşsel Oyun Arkadaşları

Çocuğunuzun oyun esnasında karşısında biri varmış gibi konuşmasına şahit oldunuz mu? Bu durum sizi endişelendirmesin. Pek de uzak olmayan bir geçmişte çoğu ebeveyn çocuğunun düşsel ya da görünmez oyun arkadaşlarından bahsetmesinden korku duyardı. Fakat gerçek şu ki düşsel oyun arkadaşı olan çocuklar, böyle arkadaşları olmayan çocuklar ile karşılaştırıldığında sorunlu olmaktan çok zeki ve işbirlikçi, daha az saldırgan davranışlarda bulunan, nadir zamanlarda sıkılan, dil gelişiminde daha ileri oldukları araştırmalarla kanıtlanmış durumdadır. Onları yaratan çocuklara bakıldığında genellikle ilk doğan ya da kardeşi olmayanlardır. Erkek çocuklar genellikle erkek arkadaş düşlerken, kızlar iki cinsiyetten de arkadaşlar düşleyebilirler. Daha küçük yaşlardaki çocuklar ‘Çilekli süt’ ya da ‘İnatçı’ gibi cinsiyete bağlı olmaksızın düşleyebilirler. Bazı durumlarda bu görünmez oyun arkadaşları kardeşlerin ve akranların yerini alırlar.

Oyuncak Seçimi Önerileri

Günümüzde çok farklı çeşitte oyuncaklar vardır. Başlarda aileler gelişim düzeyine en uygun oyuncağı araştırarak ve yorumlara dayalı olarak seçseler de çocuklar büyüdükçe oyuncak seçimleri konusunda özgür olma eğilimindedirler. Genelde oyuncak tercihleri de popüler kültürün bir yansımasıdır. Özellikle de oyun çağında bir çocuğa sahipseniz şuan buzlar prensesi Elsa ve Kral Şakir ile tanışmamış ev kalmamıştır.

En iyi oyuncak adına bir tanımlama yapmak gerekirse çocuğun sıkılmadan tekrar tekrar oynayacağı oyuncak bu iş için en iyisidir. Çünkü bu oyuncak her defasında ona yeni bir haz veren ve daha çok oyun fırsatı tanıyan oyuncaktır.

Oyuncak çocukta merak uyandırmalı, kasları çalıştırmalı, girişimciliği ve düş gücünü arttırmalıdır.

Basit ama eğlenceli oyuncaklar, yaratıcı ve aktif bir oyun olanağı sunar. Örneğin; evde bulunan kaplar, tencereler, kalıplar ve hamurlar çocuğa sınırsız bir hayal gücü olanağı sunar. Burada kendi çocukluğumdan söz etmeden geçemeyeceğim sevgili teyzem her gittiğimizde benim için tüm mutfak dolabını boşaltır ve tencere, kap gibi bilumum mutfak gereci ile oynamama imkan sunardı. Şimdi çocukluğuma dönüp baktığımda en eğlendiğim ve farklı oyun türettiğim zaman dilimlerinden biri olarak anılarımda canlanıyor.

Su, kum, çamur, toprak gibi doğadan gelen gereçler çocuğun dış dünyayı tanımasına ve kreatif zekasına katkıda bulunur. Bunun yanında küçük yaştan itibaren tüm çocuklar kitapla tanıştırılmalı incelemesine olanak sağlanmalıdır.

Çocuk oyunları hayatın bir çekirdeğidir. Bütün insanlar orada gelişir, büyür ve oluşumu insanın en güzel ve en olumlu yetenekleri orada yükselir. Frobel

Uzman Psikolog/Çocuk Gelişimi Uzmanı Büşra Yiğit

Exit mobile version