Çocuklarda Yeme Bozukluğu

çocuklarda yeme bozukluğu

Çocuklarda yeme bozukluğu süreci ve tedavisi nasıldır? Çocukların her davranışına anlam yüklemekte, bu davranışlar bizi mutlu ya da mutsuz edebilmekte ve hatta bazen kaygılandırabilmektedir. Bunlardan biri de çocuğun iştahı ile ilgilidir. Çocuğun yeme alışkanlığı, ebeveynlerini endişelendiren durumların başında gelir. Araştırmalara göre çocukluk döneminde sıklıkla görülebilen yeme sorunları çocukların sağlıklı gelişimlerinde %25-45 iken gelişim geriliği görülen çocuklarda da %80e kadar çıkmakta. ‘Hiç yemiyor, hasta olacak’ diyip kaygılarımızı dile getiririz. Ebeveynlerin %20-60ının çocukların yeteri kadar beslenmediklerini düşünmekte.

Geleneksel olarak yemeğini düzgünce yiyen sorun çıkarmayan çocuklara ‘ne iştahlı çocuk, ne güzel’ diyerek memnuniyetimizi hatta özençliğimizi belirtiriz. Aslında çok yiyen çocuğun da sağlıksız davranış gösterdiğini düşünmeyiz. Tedavi gerektiren yeme bozukluğu çocukların yalnızca %3 ila %10 arasında görülmektedir. Gerçek şu ki tedavi gerekli olan yeme bozukluğunda asıl sorun çok ya da az yemek değil; kilo ve dış görünümle ilgili aşırı ya da gerçekçi olmayan düşüncelere, algılara sahip olmaktır. Yani bireyin bilişsel, duygusal ve davranışsal olarak kendi vücuduyla abartılı şekilde uğraşmasıdır.

Yeme Bozuklukları İle İlgili Temel Olarak Şunları Bilmeliyiz:

Anoreksiya Nevroza: Kişinin kilosu yaşına,boyuna göre normal sayılan ağırlıktan %85 altındadır ve kilo alıp şişmanlamaktan aşırı korkarlar. Aşırı korku bu bireylerde kendini kusturma, aşırı egzersiz yapma gibi davranışlara sebep olur. Beden algısında bozukluk olan anoreksik bireyler çok zayıf olmasına ve hatta bazen sadece kemik gibi görünmesine rağmen kendilerini çok kilolu hissederler. Genellikle hayatlarında kontrol edebildikleri tek şeyin yemek ve kilo olduğunu düşündükleri için kilo kontrolü yapmaları kendilerini güçlü hissettirir. Çocuk kendini hakkında değerlendirme yaparken vücut ağırlığı ve görünüşüne yersiz bir önem yükler veya düşük vücut ağırlığının ciddiyetini anlayamaz. Zamanla bu düşük ağırlık ciddi sağlık sorunlarına da neden olur.

Tıkanırcasına yeme bozukluğu: Anoreksiyadan farkı çocuğun ihtiyacı olandan fazlasını tüketmesidir. Olağandan hızlı yeme, tokluk hissi olmasına rağmen yemeye devam etme, açlık duymuyorken bile yoğun yemek yeme isteği, tek başına yemek yeme isteği gibi durumlar sorunun belirtisidir.

Bulimiya Nevroza: Tıkanırcasına yeme bozukluğuna benzer şekilde tüketebileceğinden fazla yemek yeme şeklindedir. Yemeği tükettikten sonra kilo alma korkusu başlar ve bu korkuyla kendini kusturma, idrar söktürücü ya da ishal yapıcı ilaç alma, yemek yemeyi neredeyse hiçe indirme ya da aşırı egzersiz yapma gibi anoreksiyada da görülen belirtilere yol açar.

Bebek Anoreksiya Nevrozası: Yaşamın ilk 6 ay ile 2 yaş arasında görülür ve yiyecek reddi yani yiyeceklere karşı aşırı seçicilik vardır.

Seçici Gıda Reddi: Belirgin şekilde ve sürekli olarak bazı besinleri almayı reddetme halidir. Çocukların pek çoğunda sıklıkla rastlanır. Önemli olan anoreksiyada bahsettiğimiz gibi çocuğun yeme eylemine karşı olan düşünceleridir. Yoksa her çocuğun yemediği, seçtiği yemekler olacaktır 🙂

Bebeklik Obezitesi: Bebeğin normalden aşırı kilolu olması (normalden %20 daha fazla) halidir. Genetik yapı ile ilgili olsa da anneni tutumu ile de çok ilgilidir. Çünkü çocuğun her tepkisinde bebeğinin acıktığını düşünen bir anne hayal edin ve sürekli bebeğe yemek yedirdiğini düşünün. Bu bebeğin normalden daha kilolu olması kaçınılmazdır. Sık ve bol beslenen çocuk açlık ve tokluğu anlamayıp her duygusal değişikliğinde doyum için yemek yemek isteyecektir.

Pika Sendromu: Çocuklarda demir ve çinko eksikliği ile oluşan sorun; çocukların kil, toprak, kireç gibi maddeleri yemesiyle ortaya çıkar. Bu durum 1 aydan fazla süreyle devam ederse tedavi edilmesi gerekir. Genellikle 2 yaşından sonra görülür.

Ruminasyon Bozukluğu: Çocuklarda ruminasyon bozukluğu her yaşta görülebilir. Bebeklik çağından sonra daha sık görülen bu bozukluk yiyeceklerin ağza gelmesi olarak tanımlanır. Ağza yeniden gelen bu yiyecekler yeniden çiğnenebilir, tekrar yutulabilir veya tükürülebilir. Bu eylem sonrası kişide rahatlama oluşur. Bu durum düzenli şekilde devam eder. Tedavi edilmezse kilo kaybı, beslenme yetersizliği gibi sağlık sorunlarına neden olur.

Özetle; çocukların çok az ya da çok yemesi ya da seçici beslenmesi her zaman sağlıksız olduğu anlamına gelmez. Çocukluk çağında besinlere bağlı durumlar zamanla psikolojik sorunlara dönüşebilir. Sıklıkla görülen yeme sorunlarını yukarıda konuştuk. Bu rahatsızlıklar dışında DSM-5’te yer almayıp psikolojik nedenlerden veya yanlış ebeveyn tutumlarından kaynaklı oluşan rahatsızlıklar da vardır. Bu rahatsızlıkların doğru tespiti ve altta yatan nedenlerin tespiti en önemlisidir ki doğru tedavi yöntemini belirleyebilelim.

Çocuklarda Yeme Bozukluğu Tedavisi Nasıldır?

Başarılı bir tedavi için organik nedenler ile birlikte davranışsal ve psikolojik durumlar birlikte değerlendirilmelidir. Peki bu ne demek? Yani çocuğunuzun yemek yememe nedeni nedir buna bakılmalı. Mesela bir yemeği yerken boğazına kaçtıysa ve nefessiz kaldıysa bir daha bu yemeği yerken çocuğunuz çekimser davranabilir veya onu yemeyebilir. Çünkü bu durum çocuğu korkutmuş ve kaygılandırmıştır, o yemeği yerken kaçınma davranışı sergilemiş olabilir. Bu durumu yeme bozukluğu olarak nitelendirmek doğru olmaz. Genelde ailelerin hekime en fazla başvurma nedeni seçici yeme ve az yeme şeklinde olmaktadır.

Tedavide öncelik ailelerin çocuklarını gözlemlemeleriyle başlar. Çocuğun yeme düzenindeki eksiklik/aşırılık uzun sürerse gelişim geriliği ve zihinsel olgunlukta gecikmeye neden olabileceği için gözlem çok önemlidir. Gözlemi yaparken çocuğun aile ile ilişkisine, uyku düzenine ve oyun etkileşimine dikkat edilmelidir. Bu değerlendirmede aileden alınan bilgiler önemlidir ancak her zaman gerçeği yansıtmayacağını yazının önceki bölümlerinde de bahsetmiştik.

Tedavi hekim, çocuk psikiyatristi ve diyetisyenle birlikte değerlendirilmeye devam etmelidir. Bu yüzden herhangi bir olumsuzluk durumunda ve sizin gözleminiz sonunda mutlaka uzmanla birlikte değerlendirme şarttır.

İştahın Düzenlenmesi Süreci Nasıldır?

Öncelikle çocuğun yemek yemeğe motive edilmesi gerekir. Buna da çocuğun iştahını kontrol ederek başlanabilir. Çocuk istenen düzeyde yemeğe başlayınca olumlu geri bildirim vermek ve ödüllendirmek çocuğu yemeğe motive eder. Eğer çocuk seçici beslenme yapıyorsa seçici davrandığı besini yemesine motive edilebilir; örneğin birkaç kaşık o yemekten yedikten sonra sevdiği diğer besinle ödüllendirilebilir.

Tabii iştah düzenleme çalışmaları her zaman olumlu sonuçlanmayabilir. Mesela çocuğunuz inatla yemek istemiyor olabilir, kaşığı çatalı ya da yemeği fırlatıyor olabilir. Bu gibi durumlarda ebeveyn olarak sizin tutarlı ve olumlu olmanız gerekir. Başlarda bu davranışını görmezden gelebilirsiniz, devamında halen yemek istemiyorsa yemeğe kısa bir ara verebilirsiniz. Merak etmeyin çocuğunuzun açlık hissi geçmez ve biraz mola hem onun  hem sizin sakinleşmenize, yeniden yemeğe odaklanmanıza yardımcı olacaktır.

Psikolojik Danışman Büşra Gürkale

Exit mobile version