Covid-19 Kabusu ve Beslenme

Covid-19 virüsü ile birlikte hayatımıza giren bu karantina süreci çoğumuzun kabusu olmaya devam ediyor. Bu dönemde yaşadığımız stres ve boş vaktimizin bol olması bizi beslenmeye itiyor. Hareketsiz kaldığımız ve sağlıksız besin seçimlerimizle kilolarımız da katlanarak artıyor. Karantina sürecinde sipariş ettiğimiz o güzel giysilere de ne yazık ki artık sığamıyoruz. Artan kilolarımız da özgüvenimizin azalmasına ve motivasyonumuzun düşmesine sebep oluyor. Artık kendimizi yeterince dinç ve sağlıklı hissedemiyoruz. Peki, ne yapmalı? Karantinada nasıl beslenmeli? Vitamin kullanmalı mı? Neler tercih etmeli? Siz de bu sorularda kayboluyor veya kafa karışıklığı yaşıyorsanız bu yazı tam da size göre.

Karantinada Nasıl Beslenmeli?

Öncelikle bu dönemde hastalığın bize yönelik etkilerini azaltmak için sağlıklı beslenme büyük önem taşımakta. Hareketsiz kaldığımız ve vücut direncimizin azaldığı bu dönem bizi oldukça savunmasız bırakıyor. Bu noktada beslenme şeklimiz büyük önem taşıyor. Beslenmemizdeki tercihler ve porsiyon miktarları bu süreçteki kilo alımımızı ve hastalığın seyrini oldukça etkiliyor. Özellikle sebze ve meyve içerikleri günlük en az 5 porsiyon olacak şekilde tüketilmeli. Bu meyve ve sebze içeriği ise mevsimine uygun, taze ürünlerden seçilmeli. Mandalina, portakal, greyfurt, elma, muz, nar bu mevsimin meyvelerindendir yine benzer şekilde kereviz, pırasa, lahana, pazı, havuç ve ıspanak ise bu mevsimin sebzelerindendir. Tüketim tercihlerimizi mevsimine uygun ürünlerden yana kullanmamız hem sağlığımız hem de bütçemiz için önemlidir.

 

Protein içeriğine de önem vermek bu süreçte dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur. Kuru baklagil özellikle yeşil-kırmızı mercimek, kuru fasulye, nohut vb. ürünler öğlen veya akşam yemeklerinde tercih edilebilir. Sabah kahvaltılarımızda mutlaka yumurtamız ve peynirimiz de protein desteğimiz açısından yer almalıdır. Bu dönemde tüketilen yoğurt probiyotik takviyeli olarak tercih edilebilir. Yine benzer şekilde probiyotik içeriği yüksek olan kefir de günlük beslenmemizde yer alabilir. Tavuk, balık ve hindi etinin tüketimi de proteinden destek sağlarken aynı zamanda kırmızı ete göre de daha doğru bir tercihtir.

Diğer bir faktör olarak doymuş yağ içeriği yüksek olan bir beslenme şekli bu sürecimizi olumsuz etkileyebilir.

Bunun içinde seçimlerimizi doğru tercihlerle değiştirmeliyiz. Örneğin tereyağı veya yağlı kırmızı et içerikleri, sakatat tüketimi yerine zeytinyağı veya beyaz et (balık eti, tavuk eti vb.) tercih edilebilir. Özellikle haftanın en az 2 günü balık tüketilmelidir ve yine balık tercihimiz de mevsimine uygun olmalıdır. Tekir ve hamsi Aralık ayının en lezzetli balık türleridir. Mutfaktaki hünerlerimizi sağlıklı tarifler doğrultusunda oluşturabilir ve beslenmemize alternatif seçenekler üretebiliriz. Özellikle bu dönemde beslenme konusunda bir uzmana danışmadan kısıtlama yapmaktan kaçınmalıyız.

Covid-19’da Doğru Beslenme Şekli Nedir?

Günlük su tüketimi de bu süreçte oldukça önem taşımaktadır. Günde en az 7-8 bardak veya yaklaşık 2.5-3 litre su tüketerek vücudumuzu  toksin maddelerden arındırabilir ve metabolizmamıza destek sağlayabiliriz. Yeterli su içip içmediğimizi de idrar rengimize bakarak anlayabiliriz. Ne kadar koyu renkte (turuncu, kahverengi vb.) ise vücudumuzun o kadar suya ihtiyacı var demektir. Bu ölçütü kullanarak evde kendimiz yeterli su tüketimine sahip olup olmadığımızı anlayabiliriz.

Eğer dengeli ve sağlıklı bir beslenme programına sahipseniz vitamin takviyesine ihtiyacınız olmayabilir. Ancak kış mevsimine de giriş yaptığımız bu dönemde güneşten ne yazık ki mahrum kalıyoruz. Bu sebeple de D vitamininde eksiklikler görülebilir. D vitamini eksikliğinin de hastalığın seyrini negatif yönde etkilediğine dair çalışmalar mevcut. Ancak siz yine de bir takviye kullanmadan önce mutlaka diyetisyeninize veya doktorunuza danışın.

Her şeyden önemlisi sağlık bir bütündür. Beslenme, uyku düzeni, egzersiz ve ruh sağlığını bütün olarak korumak hem karantina süreci için hem de günlük hayatımız için büyük önem taşımaktadır. Kendimize değer vermeli ve bu değeri hissettirmeliyiz. Vücudumuza gerekli özeni göstererek hastalık dönemlerinde savaşabilmesi için ona yardımcı olmakta birincil görevli kişi şüphesiz yine kendimiz olmalıyız.

Sağlıkla kalın…

“İnsan hastalığın acısından, sağlığın tatlılığını öğrenir.”

-Katalan Atasözü

Diyetisyen Mihrişah MIHCIOĞLU

Exit mobile version