Hipokondriyazis: Azımsanmayacak Bir Rahatsızlık!

Hipokondriyazis, halk arasında “hastalık hastalığı” olarak bilinen psikolojik bir rahatsızlıktır. Hipokondri sergileyen kişiler en kaba tabirle en ufak bir fiziksel belirtiyi ciddi bir hastalık olarak yorumlarlar. Gelin birlikte bu hastalığı detaylı olarak inceleyelim.

Hipokondriyazis Nedir?

Daha ayrıntılı bir şekilde açıklamak gerekirse hipokondriyazis, kişinin bedenindeki belirtileri yanlış yorumlayarak ciddi bir hastalığa yakalandığı konusunda yoğun endişe duyması veya hastalığa yakalanmış olduğuna dair ciddi bir inanca sahip olması demektir.

Bu kişiler en ufak bir belirtiyi bile en ciddi hastalığın bir belirtisi olarak yorumlar. Örneğin; hafif bir öksürük yaşadığında bunun akciğer kanseri nedeniyle olduğunu düşünmektedirler. Elbette bir kişinin yaşadığı belirtileri hipokondriyazis nedeniyle yanlış yorumladığı sonucuna varmak için öncelikle kapsamlı bir tıbbi değerlendirmenin yapılması gerekir. Ancak hipondrinin önemli ölçütlerinden biri de, kişi ne kadar sık hastaneye gitse ve gerekli değerlendirmeleri yaptırsa da çıkan sonuçlardan tatmin olmaz. Bu kişilerin sürekli hastaneye gitmeleri, gerekli tıbbi değerlendirmeleri sürekli yaptırmaları da bu yüzdendir. Hatta çoğunlukla doktorların önerilerine ve değerlendirmelerine inanmadıkları için çatışma yaşarlar. Bu nedenle de farklı doktorlara muayene olma ihtiyacı hissederler. Öyle ki kişi hasta olmaktan endişe duymasına karşın doktordan hasta olduğunu duyma ihtiyacı hisseder. Ancak her defasında “sağlıklı” olduğunu duyduğu için öfke, üzüntü ve hayal kırıklığı hisseder. Bu kişiler rahatsızlıklarının psikolojik olduğu fikrine de karşı çıkarlar.

Hipokondriyazis Belirtileri Nelerdir?

Hipokondri sergileyen kişiler;

konusunda oldukça hassaslardır ve bu konuda yoğun bir kaygı yaşarlar. Kendilerine tanı koyarlar ve bu tanılar genellikle en ciddi rahatsızlıklardır.

Çevresindeki insanlar bazen bu kişilerin belirtileri bilerek taklit ettiğini yani, “hastaymış gibi” yaptıklarını düşünürler. Ancak hipokondriye sahip kişiler hissettikleri belirtiler ve bu belirtiler ile ilgili şüpheleri konusunda gayet samimilerdir. Bu noktada sağlık konusunda uzman kişilerin (doktor, hemşire gibi) hipokondriye yakalanmalarının imkansız olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak tıbbi bilgiye sahip olmak hipokondri için engel değildir. Çok başarılı bir doktor olup hipokondriye sahip olmak mümkündür.

Hipokondriyazis yaygın görülen bir bozukluktur. Kadın ve erkeklerde eşit olarak görülmektedir. Her yaşta başlayabilmekte ancak en yaygın olarak erken yetişkinlik döneminde görülmektedir. Bu kişilerde aynı zamanda duygu durum bozuklukları, panik bozukluk veya kaygı bozuklukları görülebilmektedir.

Hipokondri Neden Ortaya Çıkar?

Hipokondri bir önceki bölümde de belirtildiği üzere kaygı bozuklukları ile ilişkilidir. Çünkü temelde hissedilen şey yoğun bir kaygıdır ve bu kaygı kişiyi tatmin edici bir tıbbi sonuç almak için sürekli doktordan doktora koşturur. Kaygı bozukluklarında endişe verici düşünceler ve o düşüncelerin verdiği rahatsızlığı kısa süreli de olsa yok etme davranışları nasıl kısır bir döngüye sebep oluyorsa hipokondride de aynı döngü tekrarlanmaktadır. Bu nedenle bazı araştırmacılar tarafından “sağlık kaygısı” terimi de kullanılabiliyor.

Aslında bu bozukluğun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak kişinin hastalıklarla ilgili hem çevresindeki hem de kendisindeki deneyimleri hissettiği belirtiler ile ilgili yanlış varsayımlarda bulunmasına sebep olabilmektedir. Aslında bir çoğumuz bu varsayımlara aşinayız. Mesela “Eğer bedeninde bir değişim hissediyorsan bu ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir.” veya “Anormal bir şey hissettiğin an doktora gitmezsen çok geç olabilir.” gibi cümleleri çevremizden sıkça duyarız. Hatta haber sitelerinde veya kamu spotlarında da sık sık duyduğumuz cümlelerdir. İşte bu cümleler kimileri için oldukça etkili olabilmekte ve hipokondriyazis eğilimlerini pekiştirmektedir.

Bunun yanı sıra hipokondriye sahip kişiler hastalıklarla ilgili bilgiler konusunda oldukça dikkatlidir. Bedenlerinde bir belirti hissettikleri zaman şüphelerini doğrulayan kanıtlar bulurlar. Ancak doktorun sağlıklı olduğuna dair verdiği somut kanıtları göz ardı ederler. Vücut dirençlerinin düşük olduğuna dair bir inançları olduğu için de hastalıkla savaşabilme konusunda kendilerini güçsüz hissederler.

Tüm bunlar aslında hipokondrinin sosyal öğrenme ile ilgisi olabileceğinin göstergesidir. Yani kişi hayatında çözemeyeceği sorunlarla karşılaştığında bunlarla yüzleşmekten korkar ve tüm bu olumsuz duygulardan uzaklaşmak için de hasta olmak iyi bir kaçış yöntemidir. Bu noktada kişinin bunu bilinçli şekilde yapmadığını tekrar etmek gerekir. Temelde çocuklukta öğrenilen bir şey olduğu da söylenebilmektedir.

Yapılan bir araştırmada, hipokondriye sahip kişilerin çocukken sık sık hasta oldukları ve böylece okula gitmedikleri bulunmuştur. Şöyle bir düşündüğümüz zaman çoğumuz hasta olduğumuzda ekstra ilgi göreceğimizi ve sorumluluklarımızdan bir süreliğine de olsa kaçabileceğimizi henüz küçük bir çocukken öğreniriz. Bu nedenle hipokondrinin çocuklukla birlikte gelen öğrenilmiş bir kaçış yöntemi olduğunu söyleyebiliriz. Benzer şekilde hipokondri sergileyen kişilerin ailelerinde de hastalık geçmişi çok fazladır ve ciddi hastalıklar ve buna bağlı ağrı/acı anıları da fazladır.

Bir başka olası neden ise kişinin çevresine karşı duyduğu öfke ve saldırgan duyguların kendisine dönmesidir. Bazen de kişinin çocukluğundan gelen genel bir suçluluk hissiyle kendisini cezalandırması olarak açıklanmaktadır. Yine küçük yaşlarda hastalık sebebiyle yakınını kaybeden kişilerin de hipokondriye sahip olduğu görülmektedir. Yaşanılan kayıpla birlikte kendisinde de aynı hastalığın olduğuna dair bir düşünce geliştirir ve bu düşünceyi doğrulayacak kanıtlar arar. Ayrıca sağlık konusunda kaygılı ebeveynlerle büyümek de bu bozukluk için önemli bir nedendir. Kısacası birçok psikolojik bozuklukta olduğu gibi hipokondride de çocukluk yaşantılarının izleri görülmektedir.

Hipokondriyazis Tedavisi

Öncelikle kişinin gerekli tüm tıbbi tetkikler yapılmalı ve sonuçları değerlendirilmelidir. Ayrıca dönemsel bir sağlık şüphesi olmadığından emin olmak için en az 6 ay bu kaygıların yaşanıyor olması gerekmektedir. Kişinin hipokondri tanısı alması ile birlikte tedavi süreci de başlar.

Özellikle bilişsel davranışçı yaklaşım bu bozuklukta oldukça faydalıdır. Öncelikle kişinin hastalıklarla ilgili inançları değerlendirilir ve bedeninde hissettiği fiziksel belirtiler ile ilgili yanlış yorumlarını fark edip değiştirmesi amaçlanır. Tedavi süreci, bireysel olarak da grup olarak da yürütülebilir.

Bu bozukluğa sahip olduğunuzu veya çevrenizde birinin sahip olduğunu düşünüyorsanız bir uzman desteği almak rahatsızlığın dirençli bir hale gelmesini önlemenizi sağlar.

Psikolog Pınar Çiftçi

Exit mobile version