Gastronomi dünyasının vazgeçilmezi nitekim iştah kabartan sunumlar ve bunların göze hitap etmesi artık bizlerin de hayatında önemli yer kaplıyor. Evde hazırladığımız en temel yemeklerin bile güzel gözükmesi için özen gösteriyoruz.
Pazar kahvaltılarımızı çeşitlendirmeye, akşam yemeklerimizi güzel tabaklarda sunmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte kullandığımız mutfak gereçlerimizin daha iyisini almaya çalışıyoruz. Burada bizi etkileyen en çarpıcı unsur renkler. Alışveriş yaparken de muhtemelen bizi çeken aynı duyguları hissediyoruz.
İlginç tabaklar ve bunları farklı mekanlarda görmek bizlere iyi bir his veriyor. Görünüm kadar koku da çok önemli bir duyu. Bir ortama girdiğinizde güzel bir vanilya ya da çikolata kokusu bizlere mutluluk verecektir. Özellikle bulunduğumuz kış ayları döneminde ısıya olan ihtiyaç arttığı için bu ekten de iştahımızı açacaktır. Yani sunumlarımız sırasında dikkat edilecek en önemli noktalardan biri 5 duyumuza birden hitap edebilmesi. Tabaktaki o doyurucu hissiyatı vermek içinse malzemeleri yükseltiyoruz yani boyut kazandırıyoruz. Dümdüz ve hacimsiz bir görünüm yerine derli toplu ve daha hacimli bir görünüm elde etmeye çalışıyoruz.
Bazen de sos içerikli yemeklerin bolluğunu göstermek içinse ki buna en güzel örnek burger olabilir, ürünün yanlarından dağılmayacak şekilde akmasını ya da sarkmasını isteriz. Son yıllarda en çok içselleştirdiğimiz bir kelime ise denge. Yaşamımızın birçok noktasına bu kelimeyi oturtmaya çalışıyoruz. Bunu sunduğumuz tabaklarda da görmek isteriz. Bu ne demek? Bir kahvaltı veya akşam yemeği öğününde protein ve karbonhidrat dağılımında büyük eşitsizlikler görmek istemeyiz. Tabağımız dolu ve aynı zamanda denge içermeli.
İştah Kabartan Sunumlar
Minimalistlik
Farkında olduğumuz diğer bir konuda dolu dolu tabaklar gözümüzü doyursa da daha küçük porsiyonlara da yöneldik. Daha çok tadım yapmak adına ve klasik görüntülerden hoşlandığımız zamanlarda tercihlerimizden biri oluyor. Kilo kontrolü algısı da yaratıyor. Şık bir tabakta birçok pişirme tekniğinin uygulandığını ve değişik ürünlerin kombinasyonlarını bulabiliyoruz. Her zaman ilk tercihimiz olmuyor belki ama farklı bir deneyim yaşamak adına seçimlerimizden biri oluyor.
Neden Bu Kadar Önemsiyoruz?
Bunların başlıca sebeplerinden bir tanesi tabii ki değişen dünyamız. Daha fazla ürün çeşitliğinin olması ve tüketiminin artması. Artık ‘basit’ diye tabir edilen sunumlardan uzaklaşıyoruz. Çünkü izlediğimiz televizyon programlarından ve sosyal medyadan gördüklerimizle bizlerde farklılaşma çabasına ister istemez giriyoruz. Bir restorana veya ufak bir kafeye gittiğimiz de bile ürünü tüketmeden önce sunumu güzelse mutlaka bu anı fotoğraflıyoruz. Bununla da kalmıyor paylaşıyoruz. Paylaştıklarımızın beğenilmesi yada güzel yorum almasını git gide önemsemeye başladık. Bunun birazda ‘ben bunları yiyebiliyorum’ , ‘ben de bunu yedim‘ , ‘ben de farklı şeyler pişirebiliyorum’ un göstergesi olduğunu kabul etmesek olmaz. Birde tabii ki bu işten para kazananlarımız var. Dolayısıyla bu durum onlar için daha da önemli bir hal alıyor.
Bizi Nasıl Etkiliyor?
Öncelikle iyi yanlarından bahsedelim. İlk olarak yemek yapmak ciddi anlamda bir hobi haline geldi. Bunun için yapılan workshoplar ve etkinlerin sayısı artmakta. Yemek yapmaktan hoşlanmayan yada vaktini buna harcamayan insanları düşünelim ve hatta yapmayı bilmeyenleri. Bu etkinlikler onlar için eğlenceli bir zaman dilimi haline gelebiliyor. Tabii ki sosyal bir aktivite de oluyor. Belki tamamen yemek yapmaya yönelecek olmasalar bile bir tatlı yapabilmek yada en azından hamur oluşturabilmek öğretici olabiliyor.
Zamanla yemek yapmanın zor bir alışkanlık olmadığını kendilerinde gözlemleyebiliyorlar. Bunu daha da ilerletip meslek haline getirenlerin sayısının da arttığını görebiliyoruz. Bir nevi hazır beslenmenin de bir tık önüne geçebiliyor. Diğer bir etkisi ise tüketime daha fazla yönelmek. İşten eve dönerken veya uyumaya yakın saatlerde sosyal medyada gördüğümüz doyurucu görüntüler bizi cezbediyor. O andaki açlık ve tokluk hissiyatına bağlı olarak tüketimimizi büyük ölçüde etkiliyor.
Tok olduğumuz bir anda bile bir arkadaşımızın gönderisini görüyor ve o dakika onu tüketemeyecek olsak da ertesi günün yenilecekler listesinde kafamızda yer ediyor. Buna bağlı olarak o günkü planlarımız değişebiliyor. Beraberinde düşünmemiz gereken diğer etmense ekonomi elbette. Belki daha uygun ama lezzetli diğer ürünleri pas geçip daha kalorili aynı ürünleri daha sık tüketmemize sebep olabiliyor. Ekonomimizi belli bir limite göre ayarlamışken birden kendimizi bunu aşarken bulabiliyoruz. Sonrasında bunu nasıl kontrol edeceğimizle ilgili endişeler yaşıyoruz. Son olarak fazlaca etkileşim içinde bir zamanda yaşıyoruz. Bunlara karşı koymak gerçekten göründüğü kadar kolay olmayabiliyor. Dengeli bir düzen oturtabilirsek ve yeri geldiğinde etkileşimlerimize minik bir es verebilirsek işimizi biraz daha kolaylaştırabiliriz.
Gastronomi Usta Öğreticisi Ceren AKSOYLU
