Neden Kilo Veremiyorum?

Bugün çağımızın belki de en önemli sorunlarından biri olan kilo alma/kilo verme dengesi üzerine konuşacağız. Günümüzde diyet yapanların veya sağlıklı beslenmeye başlayan bireylerin belli bir zaman geçtikten sonra vücudunda gözlemlediği etkiler, kilo verememe durumu tek bir nedene bağlı kalmaz. Birden fazla faktör kilo verimini etkiler. Yapılan araştırmalar ve çalışmalara göre kilo vermeye engel faktörleri ele alıp neden kilo veremiyorum konusunu birlikte inceleyelim;

Neden Kilo Veremiyorum?

  1. İnsülin Direnci

Gün içerisinde vücudumuza aldığımız şekeri yani glikozun enerjiye dönüşebilmesi için insülin hormonuna ihtiyaç duyarız. Karaciğerde, kas dokusunda, yağ dokusunda insüline karşı bir duyarsızlık oluşursa insülin direnci meydana gelmiş olur. Yani kandaki şeker enerjiye dönüşemez. Dönüşemediği için yüksek seviyelerde seyreder. Vücutta yüksek seyreden şeker sonucunda bir süre sonra metabolik rahatsızlıklar (tip 1 diyabet ya da tip 2 diyabet) görülmeye başlar.

İnsülin Direnci Olup Olmadığını Nasıl Anlarım?

İnsülin direncini anlamak zor değil. En önemli belirtileri; tatlı krizleri, ellerde ve ayaklarda görülen titreme, hızlı hızlı yemek yeme, sık sık gelen acıkma hissi, enerji düşüklüğü, kendini yorgun ve halsiz hissetme, vücut direncinde düşüş, günlük beslenmeye ve yaşam tarzına dikkat edilmesine rağmen kilo vermede güçlük çekilmesi… vb. birçok faktöre bağlı olabilir.

Kendinizde bu gibi belirtileri gözlemliyorsanız kan tahlili vermek sağlıklı bir seçenek olur. İnsülin direnci tanısında aç halde yaptırdığınız kan şekeri testi size insülin direncinizin olup olmadığı konusunda bilgi verebilir.

  1. D Vitamini Yetersizliği

Akdeniz ikliminin hakim olduğu geniş bir coğrafyada yaşamamıza rağmen toplumumuzda ne yazık ki çoğu kişide görülen problemlerden biri de D vitamini yetersizliğidir. Güneş almayan kapalı ortamlarda uzun süre bulunmak veya çalışıyor / yaşıyor olmak, açık hava aktivitelerinden yetersiz bir yaşam tarzını benimsiyor olmak bu soruna davetiye çıkarıyor. Başlıca belirtilerini inceleyecek olursak;

Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, depresif haller, okuduğunu anlayamama sorunu, üşüme hissi, ruh hallerindeki iniş çıkışlar, kas ve kemik ağrıları, kilo vermede zorluk… gibi pek çok belirti olabilir.

Ayrıca D vitamini eksikliği kilo vermeyi zorlaştırdığı gibi kilo alımına da sebep olacağından obeziteye zemin hazırlayabilir. Bunun yanında Alzheimer hastalığını, günler süren uyku bozukluklarını da beraberinde getirebilmektedir. Kendinizde böyle bir sorun olduğunu düşünüyorsanız en yakın zamanda bir endokrinoloji uzmanına başvurup kan tahlili isteyebilirsiniz.

  1. Demir Eksikliği

Eksikliğine en çok karşılaştığımız grup üreme çağındaki kadınlar olan demir mineralinin, yetersiz ve eksik alınması sonucu kilo verimi güçleşir. Çarpıntı, üşüme hissi, uykuyu alamama ve günün her saati uyuma isteğinin baskın gelmesi, kronik yorgunluk, halsizlik, ellerde ve ayaklarda üşüme gibi durumlarla kendini gösterir. Demir içeriğinden zengin besinler olan yani kırmızı et, yumurta, ciğer, susam tohumu, dana dalak, buğday kepeği, ısırgan otu, rezene, siyah üzüm, pekmez, buğday rüşeymi, tere tüketilmeli ve bu gibi besinler gündelik beslenmede alışkanlık haline getirilmelidir.

C vitamininin demirin emilimini arttırıcı etkisinden dolayı bu besinlerin yanında bol yeşilliklerle hazırlanmış salata tüketilebilir.  Çay ve kahve tüketiminde dengeyi tutturabilmek adına diyetisyeninizden yardım alabilirsiniz.

  1. Yetersiz Uyku

Uyku düzeni normal seyirlerde olmayan bireylerin leptin hormonunda düşüş yaşandığı gözlemlenmiş. Leptin hormonu, kişide doyma sinyalinin uyarısını veren hormondur. Az uyku uyuyan bireylerin daha fazla yeme ihtiyacı hissettiği ve bununla birlikte öğün sayılarında artış yaşandığı gözlemlenmiştir. Hormonal dengenin bozulması sonucunda ise Obezite gibi problemlere davetiye çıkardığı da yapılan çalışmalar ve çeşitli araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir.

  1. Yetersiz Su Tüketimi

Su tüketiminin yetersiz veya eksik kalması, kişide vücut metabolizmasını yavaşlatıcı etki gösterir. Bununla birlikte pek çok rahatsızlığı da beraberinde getirebilir. Su tüketimi her yaştan birey için önem arz eder. Günlük 2-3 litre aralığında su tüketimine dikkat edilmelidir. Meyve suyu, çay, kahve, bitkisel çaylar, kola, gazoz ve bunun gibi diğer meşrubatların hiçbiri suyun yerine geçemez.

Su tüketiminde zorluk yaşanıyorsa ve yetersiz kalınıyorsa suyun tadını güzelleştirecek farklı alternatifler değerlendirilebilir. Örneğin dal tarçın, limon dilimi, isteğe göre 2-3 yaprak yaş nane, havuç dilimleri, salatalık dilimleri de eklenip suya aroma verebilirsiniz. Yaz aylarında daha kolay olan su tüketimine kış mevsiminde de aynı derecede özen göstermeli, vücudun susuz bırakılmamasına dikkat edilmelidir.

Diyetisyen İrem Dilcioğlu

Exit mobile version