Pandemide Neden Herkes Ekmek Pişiriyor?

Marttan beri sosyal medya özellikle evde kaldığımız dönemde ekmek fotoğraflarıyla doldu taştı. Cevizli, muzlu, tahıllı, ekşi mayalı… Herkes kendince mutfakta terapi yapıyor. Pandemiden dolayı evde geçen süre arttığından herkes kendince bir uğraş edindi. Peki neden büyük çoğunluk ekmek yapmaya yöneldi, pandemide neden herkes ekmek pişiriyor?

Aslında panik duygusunu minimuma indirmek, kaygıyı azaltmak için ve rahatlamak için yoga ve meditasyon başta olmak üzere aktitiveteler önerilir. Dinlendirici müzikler, yeni hobiler, yürüyüş… Fakat şunu da unutmamak gerekir ki kişiye iyi gelen her şey öneri listesinde olabilir. Buna ekmek yapmak da dahil.

Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi’ne göre kendimize ve sevdiklerimize sıcak yemek temin edebilmek en ilkel güvenlik duygusunu içimizde uyandırıyor. Sonraki adımda üretim ve uygulama kısmı da psikolojimizin temel ihtiyaçlarından olan güvende hissetmeyi istiyor. Ekmeği pişirebildiğini görmek özgüvenin tatmin eden ve aynı zamanda kendimize olan güveni de tazeleyen bir aktivite.

Pandemide Neden Herkes Ekmek Pişiriyor?

Salgın döneminin en temel duygusu kaygıdır. Kaygının da yönü gelecektir. Yani gelecekle ilgili (bilinmeyen) kaygı duyarız. Ne olacak, ne getirecek , ne kazanacağım, ne kadar kısıtlanacağım vs. gibi sorulara cevap bulamadığımızdan net olmayan düşünceler bizi kaygılandırır. Kaygı ile baş etme yöntemi olarak da dikkatimizi gelecekten uzağa kaydırarak “şimdi” ye yönelik yapabileceklerimize odaklanırız. Ekmek gibi elle yapılan, maya kokusunu aldığımız ,tatma duygusunu aktive eden ve elle yoğurduğumuz, dokunduğumuz bir nesne bizi “şimdi” ve “an” a getirir. İyi hissedişimizi sağlayan ve dikkatimizi bu âna getiren, birden fazla duyunun harekete geçmesini sağlayan bir yöntem olduğundan bizlere iyi gelir. Bu sadece kısa süreli bir iyi hissediş değil, kendi emeğimizi gördüğümüz somut bir şey olduğu için de kendimizi iyi hissettirir. Ekmeği dilimlerken, yakınlarımıza yedirdiğimizde onların beğenisini alırken de aslında kaygıyı arka plana itmiş oluruz. E bir de emek verdiğimiz bir şeyi somut hale dönüştürmek de insanı oldukça başarılı hissettiriyor. Sosyal medyanın da bu anlamda çok güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Ekmek yapan Ayşe Teyze’yi görüp “ben daha iyisini yaparım” diyerekten çekip paylaşan bir kesim de var.

Bunların dışında herkesin bildiği üzere karbonhidratlar  vücuttaki mutluluk hormonunu artırır. Ekmek, kek , pasta türevi gıdalar da karbonhidrat açısından yüksektir. Bu gıdaları tüketmek vücuttaki serotonin hormonunun artmasına neden olur. Üzgün veya kaygı halinde bu gıdaları tükettiğimizde kendimizi daha iyi hissetme nedenimiz budur. Ekmek kültürü sofralarımızda son derece yaygın olduğundan aslında güven ve koruma hissi uyandırır. Kalabalık ve mutlu sofraları ve aile ortamını çağrıştırır.

Tabii bu ekmek yapımının alt metninde aslında çocukluğunuzun mutlu ve güvenli geçen zamanları da yatıyor olabilir. Mahallenizde yürürken köşedeki fırından gelen taze ekmek kokusu, veya ramazandaki kalabalık sofralar için aldığınız çeşit çeşit ekmekler, veya “bir pazarımız var” diyerek alınan fırından yeni çıkmış simitler… Bütün bunlar aslında beynimizde güvenli ve mutlu zamanlarımızı çağrıştırır ve evdeki ekmek yapımında o kokuyu duymak bizi yine o güvenli günlerde gibi hissettirir.

Bir de işin hijyen boyutu da var. “Ekmeği yapan kişi ellerini yıkadı mı yeterince temiz miydi acaba” “Açıkta kalan ekmeğe mikrop bulaştı mı” kaygısı da zamanla arttı. Genelde ekmekler; fırınlarda açık ve paketsiz satıldığı için, biraz da hijyenik şartlardan emin olmadığımız için evde kendimiz yapmaya gitmiş olabiliriz. Sebze-meyvede olduğu gibi yıkama şansımız da olmadığından hem kendimizi oyalamış, hem de malzemesini bildiğimiz bir ürün ortaya çıkarmış oluyoruz.

Kaygılı ve tehlike hissettiğimiz bu dönemde evde kendi bildiğimiz ortamda ve hijyenik koşullarda yaptığımız ekmekler, aslında hem eksik kalan güvenimizi tamamlama ihtiyacından hem de o mutlu sofranın bozulacağı endişesini azaltma isteğinden kaynaklanır. İlk etapta hijyenik koşulları evde sağlıyormuşuz da o nedenle ekmek yapıyormuşuz gibi gözükse de bu konu aslında güven duygumuzun eksilmesinden korktuğumuzu gösterir.

Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Özkan

Exit mobile version