İlişkinin Kanseri: Retroaktif Kıskançlık

Kıskançlık, insanlık tarihi boyunca birçok dizi ve filme konu olan, insanın hayatını zora sokan, katlanılması zor bir duygudur. Peki sizin daha önce hayatınızdaki insanın geçmişteki ilişkilerini irdeleyip kıskandığınız, buna takılı kalıp işleri abarttığınız hatta sevgilinizle bu yüzden sürekli kavga ettiğiniz veya bunu takıntı haline getirdiğiniz oldu mu? Eğer cevabınız bunlardan herhangi birine evet ise mutlaka okumanız gereken bir yazı sizlerle. Kıskançlık, hemen hemen herkesin yaşadığı ve belirli düzeye kadar normal kabul edilen duygu durumudur. İnsanlık tarihine baktığımızda kardeş kıskançlığı, anne/baba kıskançlığı, eş/sevgili kıskançlığı somut örnekleriyle karşımıza çıkmaktadır. Fakat buna farklı bir boyut getiren son zamanlarda da karşımıza çıkan bir kıskançlık var; Retroaktif Kıskançlık/Retrospektif Kıskançlık.

Retroaktif, kelime anlamı olarak geçmişe dönük demektir. Dolayısıyla kıskançlık kelimesi ile birleştiğinde ‘’geçmişe yönelik kıskançlık’’ olarak çevrilmektedir. Bunu yaşayan kişiler hayatlarındaki insanın önceden yaşadığı duygusal veya cinsel ilişkileri fazlasıyla sorgular. Bunu problem haline getirir ve ilişkiyi tehlikeli bir sürece sürükler.

Retroaktif Kıskançlık Belirtileri

Kendisinin yeterince iyi olmadığını ve bu yüzden hayatındaki insanın geçmişindeki kişiye döneceğini, kendisini bırakacağını düşünmektedir. Buna bağlı olarak da en büyük korkularından biri olan ‘’kıyaslanma ve beğenilmeme korkusunu’’ yaşar. Kıyaslanırsa ve hayatındaki insan onu beğenmez, eski ilişkisini tercih ederse diye şiddetli bir korku yaşar. Kendisini beğenmeyeceğini düşündüğü için buna bağlı yoğun şekilde terk edilme korkusu yaşamaya başlar. Burada da unuttuğu şey, o kişiyle ilişkisinin bittiği ve kendisiyle devam ettiğidir. Eğer aklındaki kişi eski sevgilisi olsaydı şu an sizinle olmazdı.

Kişi sürekli bunları düşündüğü için korku ve kaygı ile yaşaması bazı durumlarda anksiyete atakları da yaşamasına sebep olabilmektedir. ‘’Ya onunla olan ilişkisi daha iyiyse, onunla yaşadığı ilişki daha özelse, benden sıkılıp eski ilişkisine dönmek isterse’’ diye düşünerek kendisini derin bir mağaraya hapseder. Yoğun şekilde ‘’araştırma çabası’’ sürecine girer. Hayatındaki insanın seneler önceki paylaşımlarına, yazdığı tweetlere, takip ettiği insanlara tek tek bakar. ‘’Bana söylediği şeyleri ona da söylemiş mi yoksa ona daha güzel cümleler mi kurmuş?’’ gibi düşüncelerle daha fazla sorgular böylece öfke hissetmeye başlar. Bunlarla yüzleşmek onu rahatlatmaz aksine zehirli sarmaşık gibi onu sarar ve günden güne zehirler. Ona bu ilişkinin yıllar önce olduğunu anlatmaya çalışsan da açıklama yapmak istesen de bunu anlamak istemeyecektir.

Geçmişi sürekli düşünmektedir. Bunu her ikisi için de büyük bir problem haline getirmektedir. Sorduğu sorulara verilen cevaplardan asla tatmin olmaz, defalarca sorar. Olmayan olayları bile kafasında kurar ve ana kahraman rolünü sevgilisine veya eşine verir. Eğer eşi kendisinden önce bir şeyler yaşadıysa hatalıdır, suçludur. Elini ilk tutan, onu ilk öpen, ona ilk sarılan kendisi olmalıydı diye düşünür. Unuttuğu bir şey vardır: ‘’Sevgilisi o yokken bunları yaptığında kişinin kendisi nerede, ne yapıyordu?’’ En önemli belirtilerinden biri olan durum ise aşırı şüphedir. Öyle ki sevgilisinin her şeyi anlatmadığını, ona yalan söylediğini ve ona karşı dürüst olmadığını düşünür. Hatta durumu giderek abartır ve eski ilişkideki sevgiliye ulaşarak sorgulamaya başlar. Burada yapılan en büyük yanlış aslında geçmişi sorgulayıp istediği cevapları almak istemektir. Çünkü asıl önemli olan ilişkiye başlanılan andan itibaren yaşanan ve buna yönelik sorgulamalar karşısında dürüst olabilmektir.

Bu sorgulamalar belirli noktadan sonra takıntılı bir hal almaktadır. Buna ek olarak bazı belirtilerden dolayı da akla ‘’Obsesif Kompulsif Bozukluk’’ gelmektedir.

Retroaktif kıskançlık; anksiyete ve OKB gibi hastalıklarla benzerlik gösterse de psikolojik bir hastalık olarak kabul edilmez. Sonuç olarak yaşadıkları belirtilerle beraber birey yaşadığı ilişkiyi hem kendisine hem de sevgilisine ziyan etmeye başlar. İlişki, ilişki olmaktan çıkar adeta bir savaş halini alır. Burada dikkat etmemiz gereken ise kişinin olayları yaşarken bunun farkına varmasıdır ve bu durumu normal olarak değerlendirmemesidir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk İle Benzerliği

Daha önce de belirttiğim gibi takıntı ve bunlara yönelik sürekli davranış akla obsesif kompulsif bozukluğun bir formu olabilme ihtimalini getirmektedir.

Obsesif Düşünceler: Retroaktif kıskançlığın etkisiyle birey sevgilisini sürekli eski sevgilisiyle birlikte olduğu senaryoların içinde düşünmektedir. Bu senaryolar ve görüntüleri istemese de sürekli düşünmeye başlar ve buna engel olamaz. Bu saplantılı ve şüpheci senaryoları engellemek istese de bunu başaramaz. Olay tamamen çığırından çıkmaya başlar.

Kompulsif Davranışlar: Retroaktif kıskançlığın etkisiyle kişinin sürekli düşündüğü senaryo ve görüntüler beraberinde mantıksız davranış örüntülerini de getirir. Bu davranışlardan kurtulmak istendikçe düşünceler daha da güçlenmekte ve içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Saplantılı her düşünceyi tekrar tekrar düşünür. Böylece kafasına takılan her şeyi sürekli sorup aynı cevapları almak ister. Bunun dışında kişi sorguladığı ve araştırdığı şeyleri işe yarar davranışlar olarak değerlendirir. Zaman kaybı olarak görmez.

Retroaktif Kıskançlık Tedavisi

Klinik Psikolog Kübra Betül ÖZER

Exit mobile version