Facebook Pixel
Trend

Süt Tozu Zararları (10 Dikkat Çeken Detay)

Süt tozu pek çok alanda kullanılan, zaman zaman insan sağlığına zararları tartışılan bir üründür. İlk olarak 1802 yılında Rus Doktor Osip Krichevsky tarafından elde edilmiştir. Gelişen ülkelerde sıvı halinin taşınmasını kolaylaştırmak, saklama koşullarının pahalılığı ile mücadele etmek için kısa sürede büyük rağbet görmüştür. Çünkü kurutularak elde edilen üründe sıvı içerikten %87 daha hafif bir form elde edilmektedir. Bu da ürünü taşımada büyük kolaylık sağlar. Ayrıca susuz olduğu için mikroorganizmalardan korumak çok daha kolay olur. Soğutmalı kamyonlara, tırlara gerek kalmadan taşınabilir. Bu da taşımanın çok daha ucuz olmasını sağlar. Ürünün raf ömrü de bir yıla kadar uzamış olur. Bu da normal sıvı formuna nazaran çok daha fazla tercih edilmektedir. Peki süt tozu zararları nelerdir?

Süt Tozu Zararları Nelerdir?süt tozu zararları

10 dikkat çekici süt tozu zararları şu şekildedir:

  1. Ürün, alerjiye yol açabilir. Bebeklerde ve yetişkinlerde alerjiye sebep olabilmekte, özellikle 7 yaş ve üzeri çocuklarda kaşıntı tarzı alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.
  2. Bebek maması yapımında çok yaygın kullanılmaktadır. Fakat bebeklerin vücutları, sindirim sistemleri henüz tam olarak gelişmedikleri ve hassas oldukları için ürünün içeriğindeki maddeler onların sindirim sistemlerine zarar verebilir.
  3. Kansere sebep olabilir. Ürün, daha çok plastik şişelerde ve plastik barındıran kaplarda satışa sunuluyor. Tam da bu noktada plastiğin yaydığı kimyasal maddeler söz konusu ürün ile tepkimeye girerek vücuttaki DNA hücrelerine zarar verebiliyor. Özellikle uzun süreli kullanımlarda kanser hücrelerinin oluşum riskini arttırıyor.
  4. Şeker hastalığına sebep olabiliyor. Çünkü satışa sunulan ürünler genel olarak şeker ilave edilerek satılmaktadır. Üstelik şeker seviyesi o kadar yüksek oluyor ki sadece çocuklarda değil yetişkinlerde dahi kullanımı kan şekeri seviyesinin yükselmesine yol açıyor. Sürekli ve uzun süre kullanımında da şeker hastalığı oluşumuna sebep oluyor.
  5. Özellikle çocuklarda uzun süre kullanımı, lösemi kanseri hücreleri oluşumunu tetikleyebiliyor. Diğer adıyla kan kanseri olan rahatsızlık ortaya çıkabiliyor.
  6. Ürünün içerisinde doymamış yağ, protein, şeker ve kalsiyum gibi maddeler bulunmaktadır. Bunlar da iştahsızlığa neden olduğu için sağlıksız bir beslenme alışkanlığının oluşmasına yol açabiliyor.
  7. Piyasada bulunanların çoğunda dipotasyum fosfat bulunmaktadır. Bu madde yorgunluk, akciğer iltihaplanması, kusma, böbrek rahatsızlıkları, kandaki hemoglobin düzeyinin düşmesi, ishal gibi mühim yan etkiler oluşturabiliyor.
  8. Ürünlerde mono and diglycerides maddesi kullanılıyor. Bu, yapay krema tadı ve beyaz görünüm kazandırıyor. Ürünün raf ömrünü de uzatıyor. Fakat sağlık açısından pek iyi sonuçlar vermiyor.
  9. Üründeki sodyum aluminosilicate maddesi zehirlenmelere, kabızlığa, karaciğer hastalıklarına ve böbrek sorunlarına sebep olabiliyor.
  10. İçerisinde yoğun işlenmiş şeker bulunmaktadır. İşlenmiş şekerin vücuda girmesiyle bağımlılık oranı artmaktadır. Ani tepki verme, şeker hastalığı, astım, baş dönmesi, kalp hastalıkları, sinir sistemi problemleri, eklem iltihapları ve hipertansiyonu tetikleyebiliyor. Vitamin ve mineralden yoksun olan bu şeker, metabolizma bozulmalarını beraberinde getirebiliyor.

Süt Tozu Nasıl Yapılır?

süt tozu nasıl yapılır

Sanayinin gelişmesiyle birlikte süt tozu her geçen gün normal sıvı formuna göre daha fazla tercih edilmeye başlanmıştır.

  • Ürünü elde etmek için kullanılan yöntemlerden birisi, sprey kurutuculardır.
  • Yağlı ya da yağsız süt ve pastörize edilmesinden sonra buharlaştırıcılar kullanılmaktadır.
  • Buharlaştırıcılarla %50 katı madde oranı kalana kadar koyulaştırma devam eder.
  • Ardından da sprey kurutucular ile toz formuna getirilmektedir.
  • Tamburlu durumların içerisinde de kurutuluyor.
  • Isıtılan tamburların üzerine sıvı halde dökülen ürünün ardından katı halleri bıçak yardımıyla kazınmaktadır.

Bu sayede toz haline ulaşılıyor. Fakat bu işlem ile gerçekleştirilen üretimlerde bir miktar yanık tadı ve koyu bir renk oluşabiliyor. Bu da istenmeyen durumların ortaya çıkmasına yol açabiliyor.

  • Dondurarak kurutma yöntemi kullanılabiliyor. Bu, işlem ürünün besin değerlerinin tamburlu kurutucuya göre daha fazla korunmasına vesile olurken kullanılan sistem oldukça pahalıdır. Bu yüzden çok tercih edilen bir yöntem değildir.

Kullanımı Nasıldır?

Süt tozu çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Mesela tüketicilere satışı yapılmaktadır. 1/9 oranında su eklenerek normal sıvı kıvamı elde edilebilir. Bu yüzden sıvı doğal halini saklamanın ya da temininin zor olduğu yerlerde satışı yapılmaktadır. Ürünün sıvı formuna göre daha ekonomik sonuçlar vermektedir.

Ürün, sıvı formunu kullanmaktan daha ucuza gelmektedir. Bu yüzden sıvısının kullanıldığı sektörlerde yaygın olarak tercih edilmektedir. Saklama koşullarının elverişliliği, ürünün bozulma durumunun olmaması da tercih sebebidir.

Afrika ya da benzeri yerlere yapılan gıda yardımlarında gıda güvenliği ve ekonomik sebeplerden dolayı ürün tercih edilmektedir. Oradaki insanlara besin değerinin ulaştırılması sağlanmaktadır.

Pasta ve hamur işlerinde kimi zaman sıvı formu, ürünleri çok inceltebiliyor. Bunu istemeyen kişiler, sıvı formu yerine bunu tercih edebiliyor.

Bebek mamalarının üretiminde çokça kullanılıyor. Raf ömrünün uzun olması ve taşımasının kolaylığı bunda etkin rol oynuyor.

Hazır çorba gibi kurutulan ürünlerin içeriğinin hazırlanmasında da sıkça kullanılmaktadır. Aynı formda olmaları üreticiler açısından kolaylık sağlıyor.

Hayvanlar için hazırlanan mamaların çoğunda da bulunmaktadır. Diğer bileşenlerle birlikte katı formda yapılabilmeleri ve hayvanların besin takviyesi için kullanılıyor.

Kahve kremalarının içeriğinde süt tozu yaygın olarak bulunmaktadır. Yine şekerleme, dondurma, peynir, yoğurt gibi süt ürünleri kullanarak üretim yapan işletmeler ürünü, kıvam arttırıcı olarak tercih ediyor.

Süt tozu kimi zaman bozulabiliyor ve bozulduğunda farklı şekillerde tepkimeler ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi, görünüşlerinde meydana gelen değişikliklerdir. İkincisi akış niteliklerindeki değişiklikler, üçüncüsü erime özelliğindeki değişikliklerdir. Yine renk değişimleri, lezzet ve koku değişimleri de ortaya çıkan bozulmalardandır.

Ürünlerin çeşitleri, içerisindeki yap miktarına göre değişiyor. FAO ve WHO standartlarına göre tam yağlı, az yağlı ve yağsız olmak üzere üç çeşide ayrılıyor. Bunlar %5 oranında su barındırırken %26 ila 1,5 arasında yağ barındırıyorlar.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu