Duyguları Fark ve İfade Etmek

Şiddetsiz bir iletişimde iki bileşen vardır; Değerlendirme yapmadan gözlem yapmak, Duygularımızı ifade edebilmek.

Psikanalist Rollo May’in önerdiği gibi “Olgun insan tıpkı bir senfoninin farklı bölümlerindeki gibi, güçlü ve tutkulu deneyimlerden ince ve hassas olanlara kadar farklı duygu nüanslarını yakalama becerisini geliştirebilir.” Ancak duygularımızı ne kadar tanıyor ve fark ediyoruz?

İfade Edilemeyen Duyguların Ağır Bedeli

İnsanları eleştirmek veya hakaret etmek için kullandığımız kelime dağarcıkları ne kadar geniş değil mi? Bunun yanında çoğumuz duygular yerine yani kendimizle bağlantıda olmak yerine başkalarına odaklı olma yönünde eğitildik. Küçükken korktuğumuzda “erkek adam korkmaz”, “uslu kızlar ağlamaz” gibi söylemlere kaçımız maruz kaldık? Maalesef kurulan bu cümleler insanın içerisinde ifade edilemeyen duyguların büyümesine ve bir süre sonra farkına dahi varamamasına neden oluyor. Örneğin; sizin için önemli bir sınava gireceksiniz ve sınavınıza iki gün kala sevgiliniz ile çok basit bit sebepten dolayı kavga ettiniz. Aslında bu kavganın asıl sebebi yaşadığınız sınav kaygısı. Kalbiniz hızlı atıyor sürekli sınav anını kafanızda kuruyorsunuz ve ifade edilemeyen duygular önce bedeninize yansıyor ve sonra ağzınızdan farklı bir bahane bularak kırıcı olarak çıkıyor. Bunun yerine derin bir nefes alıp, “Şuan ben ne yaşıyorum, evet terliyorum ve kalbim hızlı atıyor, evet kaygılıyım” diyebilirsek sonrasında bunu karşımızdaki kişiye ifade edebilme olanağı veririz kendimize. Ve hem bedenen hem de ruhen bir rahatlama hissiyle dolup taşarız.

Duygular ve Duygu Sanılanlar

Duyguları düşüncelerden ayırmalıyız”

Bazen “hissediyorum” sözcüğünü kullanırken aslında düşüncelerimizden bahsederiz. Örneğin; “bana haksızlık yaptığını” hissediyorum cümlesinde kastettiğimiz düşüncemizdir. Aslında hislerimizi ifade ederken hissediyorum kelimesini bile kullanmaya gerek yok. Doğrudan “ Tedirginim” de diyebiliriz.

Duygularımızı net ve somut bir şekilde algılamayı ve dile getirmeyi sağlayacak sözcük dağarcığı oluşturursak, birbirimizle daha kolay bağlantı kurabiliriz. Duygularımızı dile getirerek incinebilirliğimizi göstermek, anlaşmazlıkları çözmeye yardımcı olabilir. Duygularımızı ifade etmede kullanabileceğimiz kelime seçeneklerinden örnekler verecek olursam:

İhtiyaçlarımız “Karşılanmadığında” Kendimizi Nasıl Hissederiz?

İhtiyaçlarımız “Karşılandığında” Kendimizi Nasıl Hissederiz?

Duygularımızın Sorumluluğunu Üstlenmek

Bana sen ne kadar bencil bir insansın dediğinde kırılıyorum. Çünkü senin tercihlerini göz önünde bulundurmak için sarf ettiğim çabanın takdir edilmesine ihtiyacım var.

Olacaktır. Bu esnada dikkatimizi kendi duygu ve ihtiyacımıza yöneltiriz ve o andaki kırılma duygusunun, takdir edilmek için harcadığımız çabanın tanınması ihtiyacından kaynaklandığını anlarız.

Duygularımızdan dolayı başkalarını suçlamak yerine kendi isteklerimizin, beklentilerimizin değer ve düşüncelerimizin varlığını kabul ederek duygularımızın sorumluluğunu üstlenebiliriz.

Duygusal Kölelikten Duygusal Özgürlüğe

Marshall Rosenberg İlişkilerde duygusal özgürlüğe doğru ilerlerken çoğumuzun üç aşamayı deneyimlediğinden bahsetmiştir:

Psikolojik Danışman Şevval SAĞIR

Exit mobile version