Ödül Ceza Yöntemi Nedir?

Çocuklar çoğu zaman bakım verenlerini çileden çıkarabilecek davranışlar sergileyebilirler. Bakım verenler olarak bu davranışlar; kontrol edilmeye, bastırılmaya, yok edilmeye çalışılır. Buradaki amaç çocuğun davranışlarının daha uyumlu hale getirilmesidir. Çocukların davranışlarını daha uyumlu hale getirmek, onları disipline sokmak için çoğu zaman ödül ceza yöntemi uygulanmaktadır. Ödül ceza çok eski bir kuramdır ve günümüz şartlarında, araştırma yöntemlerinin artmasıyla ve gelişmesiyle beraber bu kuram yavaş yavaş geçerliliğini yitirmektedir. Çocukların davranışlarını düzenlemek için, uyumlu hale getirmek için onları disipline etmeye çalışırken kullanılan bu yöntem, çoğu zaman yanlış anlaşılıyor.

Cezalar, çocukların istenmeyen davranışlarının ortadan kaldırılması için uygulanan, acı verici ve saldırgan tutumlardır.

Temelde 2 tür cezalandırmadan bahsedilebilir:

  • Pozitif cezalandırma
  • Negatif cezalandırma

Burada isimlere aldanmamak çok önemli. Pozitif cezalandırma içinde; tokat, dövme, vurma gibi acı verici fiziksel cezalandırmalar barındırır. Çocuğa direkt olarak kötü olan şeyi uygulamaktır. Negatif cezalandırma ise, çocuğu yalnız bırakma, görmezden gelme, özgürlüklerini kısıtlama gibi duygusal cezalandırmaları içinde barındıran cezalandırma türüdür. Negatif cezalandırma, pozitif cezalandırmadan görece daha yararlıdır ancak bundan da uzak durmak gerekir.

Ödüller, çocukların olumlu davranışlarından sonra o davranışı pekiştirmek için kullanılan araçlardır. Maddi kaynaklı olabilecekleri gibi manevi kaynaklı da olabilirler. Telefon alma, bilgisayar alma, çikolata alma maddi kaynaklı ödüllere örnektir. Daha çok ilgilenme, öpme, parka gitme ise manevi kaynaklı ödüllere örnektir.

Ödül Ceza Yöntemi Neden Uygulanmamalıdır?

odul-ceza-yontemi-3

Ödülle bir davranışı kazandırmak ile cezayla bir davranışı ortadan kaldırmak açısından ortada bir fark yok. Her ikisinde de orada önemli olan davranış olmuyor, cezanın ya da ödülün gelecek olması önemli oluyor. Ödülle bir davranışı kazandırdığınız zaman çocuğunuza, içsel motivasyonla yapmasına engel olmuş oluyorsunuz. Davranış iyi olduğu için onu tekrarlamıyor, ödülü almak için o davranışı tekrarlıyor. Burada çocuğa ‘sonunda sana fayda sağlamayacak davranışları yapmak zorunda değilsin, sana bir getirisi olmayacaksa yanlış davranışı sürdürebilirsin’ mesajı vermiş oluyoruz.

Ceza ile bir davranışı ortadan kaldırmaya çalıştığınızda ise, o davranış şiddetlenerek geri gelebiliyor. Çocuklar, ‘yanlış bir davranış yaptım o yüzden ceza aldım.’ diyemiyorlar. Son araştırmalar beyindeki frontal lobun(bilinçli düşünme, neden-sonuç ilişkisi kurabilme vb. becerilerinin olduğu kısım) ergenlik başından 24 yaşa kadar gelişmeye devam ettiğini gösteriyor. Dolayısıyla çocuklar davranışları ve cezaları arasında bir neden sonuç ilişkisi kuramıyorlar. Ceza, yalan söylemeyi, sinsice davranmayı öğretiyor çocuklara.

Ceza veren ebeveyn oralarda bir yerlerde değilse ya da haberi olmayacaksa, yakalanmayacaksa hatalı davranış devam ediyor. ‘Ben bir büyüyeyim, sen bana bir muhtaç ol o zaman görüşeceğiz.’ şeklinde intikam planları kurduruyoruz çocuğa ceza verdikçe. Çocuklara pozitif cezalar verildiğinde(içinde bedensel acıları içeren dövme, tokat atma) çocukların akli dengeleri zedelenebiliyor. Beden acı duyuyor ve bu acı, hayatta kalması için muhtaç olduğu kişiler tarafından geliyor. Çocuk bu noktada bedenine güvenmemeyi seçebiliyor. ‘Hayır canım acımıyor’ diyor mesela ebeveynine tutunmak için, o acının ondan gelmediğine kendini ikna etmek için. İleride bu çocuklarda, tıkınırcasına yeme bozukluğu, ülser görülme ihtimali artıyor.

Bir yerden sonra ise duygusuzlaşabiliyorlar. Ne hissettiklerini, ne istediklerini bilemeyecekleri bir noktaya gelebiliyorlar. Negatif cezalandırmalar(yalnız bırakma, ilgilenmeme, özgürlüğünü kısıtlama vb.) ise  duygusal olarak reddedilmiş hissettiriyor çocuklara. ‘Madem öyle, git odana tek başına kal da anla hatanı’ dediğinizde çocuğunuzu reddetmiş oluyorsunuz. Duygusal olarak ihtiyaç duyduğu yakınlığı alamıyor çocuk. Bir hata yaptığı zaman yalnız kalacağını düşünüyor, kimseden destek isteyemeyeceğine emin oluyor. Çok büyük bir hatada başını belaya soktuğunda yetişememe, yardımcı olamama ihtimaliniz artıyor. Bazen küserek cezalandırılabiliyor çocuklar. Yetişkinler için bile çok zor bir durumken size küsülmesi, çocuk için çok daha zor oluyor ve altında eziliyor bunun. Bir süre sonra sadece sizin sevginizi, ilginizi alabilmek adına, istemediği işler yapıp mutsuz olabiliyorlar.

Ödül Ceza Yöntemi Kullanılmadan Neler Yapılabilir?

çocuk eğitiminde ödül ceza yöntemi

Bir çocuk olumsuz bir davranış sergiliyorsa, bir yerlerde karşılanmamış ihtiyaçlar vardır. Aç, yorgun, uykusuz olabilir. Fizyolojik ihtiyaçları olduğu gibi duygusal ihtiyaçları da olabilir. Peki nedir bir çocuğun duygusal ihtiyaçları? Koşulsuz sevgi, şefkat, ilgi, takdir, sevgi dolu bir dokunuş, oyun, dinlenilmek ve görülmek. Bunlardan biri ya da birkaçı karşılanmamış olursa olumsuz davranışlar ortaya çıkabilir.

Öncelikle fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığına bakılıp sonra duygusal ihtiyaçlara odaklanılması daha iyi olur. Çünkü fizyolojik ihtiyaçlar hemen giderilebilir ama duygusal ihtiyaçların giderilmesi zaman ve emek  ister. Bir de iyileştiren ihtiyaçlar var. Ağlama, öfke krizleri gibi. Bunların da karşılanması çok önemli. Nasıl onlara sevgiyle şefkatle yaklaşıyorsak, ağlamalarına öfke krizlerine de aynı şefkatle yaklaşmalıyız. Bu ağlamaların nedenleri çok küçük şeylerde olabilir ancak yine de ciddiye alınmalı ve sakinleşene kadar kucakta durmalı çocuk. Öfkelendiği şey bir arkadaşının izinsiz oyuncağını almış olması da olabilir. Öfkelenmesine ve öfkesini göstermesine izin verin. Duygularını yansıtın ona. ‘şu an çok öfkelendin, öfkelendiğini görebiliyorum’ gibi. Bu şekilde çocuklar sizin gözetiminizde öfkelerini daha kontrollü yaşamayı öğrenebilirler. Ek olarak çocuklarınızın mutlu olduklarında ve mutsuz olduklarında nasıl davrandıklarını listeleyin. Bir süre sonra çocuğunuzun mutluyken olumsuz davranışlar sergilemediğini fark edeceksiniz.

Psikolog Sinem Şahinok

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu