Trend

Bel Çevresi Yağlanma İçin 4 Öneri!

Bilinçsiz beslenme, hareketsiz yaşam ve su tüketim azlığı bel çevresi yağlanma oluşumunun ana nedenleri arasındadır. Bel çevresi yağlanmanın hızla artışı obezite, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklara yakalanmamızda hem davetiye çıkarmaktadır. Hem de bu kronik hastalıkları tespitte bel çevresi bir ölçüt olarak kullanılmaktadır. Peki, bel çevremiz kaç cm olmalıdır?

Bel Çevresi Kaç Olmalı?

Dünya Sağlık Örgütüne göre bel çevresi;

  • Erkeklerde bel çevresi 70 -93 cm normal kabul edilmektedir. 94 -101 cm: Risk, 102 cm ve üzeri yüksek risk grubundadır.

bel çevresi kaç olmalı

  • Kadınlarda bel çevresi 60 – 79 cm normal kabul edilmektedir. 80 – 87 cm: Risk, 88 cm ve üzeri yüksek risk grubundadır.

Bel Çevresi Yağlanma Oluşumundan Nasıl Kurtulacağız?

İşte bel çevresi yağlanma oluşumuna karşı atılacak 4 adım.

Tercihini Sağlığın Adına Yap

bel çevresi yağlanma

Önünüzdeki hazır ve paketli besinleri, hamur işlerini, bol yağda kızartılmış besinleri itin! Önünüze yeni ve temiz bir sayfa açın. Vücudunuza alacağınız her besin sizin bir 10 yıl sonranıza yatırımdır. Sadece bel bölgesi yağlanması deyip geçmeyin.

Kim ister bir 10 yıl sonrasında hastanelerde ömrünü çürütmeyi? Sağlıklı beslenmenin ne olduğunu, nasıl doğru beslenebileceğiniz hakkında sadece kulaktan dolma bilgilere veya yetersiz bilgiye sahipseniz bir diyetisyen/beslenme uzmanı desteği şart! Kendiniz için yapacağınız her iyilik geleceğiniz için bir yatırım olacak unutmayın. Eğer dilerseniz benim uzmanlığım ile birlikte hem sağlıklı beslenmeyi öğrenebilir hem de sağlığınıza tekrar kavuşabilirsiniz.

Vücuduna Yeterli Miktarda Protein Al

protein

Neden protein tüketmeliyiz, şurada pilavlar, makarnalar, kızartmalar veya tatlılar dururken dediğinizi duyar gibiyim… Zaten bu kadar iştahla pilav, makarna, kızartma vb. besinlerin tüketilmesinin sebeplerinden biri de yeterli miktarda protein tüketmemek! Yeterli proteini besinlerden karşılarsak; midemizde doluluk ve tokluk hissederiz, spor hayatımızda ve normal yaşantımızda sahip olduğumuz kas kütlesini korur/arttırırız ve böylece daha fit ve sağlıklı bir görünüme sahip oluruz. Protein ile ilgili detaylı bilgi için instagram sayfamı ziyaret edebilirsiniz.

Lifli Besinleri Daha Çok Tercih Et

lif

Zaten sebzemi, meyvemi tüketiyorum diyenlere de şöyle seslenmek isterim maalesef ki lif sadece sebze ve meyvede bulunmaz. Bir beslenme uzmanı olarak tabii ki sebze – meyvenizi yeterli ve dengeli bir şekilde tüketin isterim. Fakat lif aynı zamanda bolca tahıl grubunda da vardır. Tahıl grubu olarak kastettiğim besinler beyaz pirinç, beyaz makarna, beyaz un veya beyaz ekmek değil! Bunlardan oldukça uzak duralım. 3 beyazdan uzak dur lafını duymuşsunuz ben size beyaz renkli sebze – meyve ve etler hariç tüm beyaz renkli besinlerden (istisnai tahıllar hariç) uzak durmanızı öneririm. Çünkü bir besin ne kadar beyaz renkse tüketirken bir o kadar da düşünmeniz de fayda var. Gelelim esas konumuza… Barsaklarımız otçul hayvanlar kadar lifleri iyi sindiremez. Hele suda çözünmeyen lifleri – dirençli nişastaları minimal boyutta sindirir. Böylece daha az kalori alıp daha çok tok hissederiz.

Aynı zamanda dışkı yolu ile vücudumuzdaki toksik maddeleri daha kolay atmamızı sağlar.

Hareket Berekettir

yürüyüş

Ben bir beslenme uzmanı olarak size yapmak istemediğiniz bir sporu veya aktiviteyi sırf bel bölgesi yağlarınızdan kurtulun diye önermem. Fakat size en güzel önerim eğer hiçbir spor dalını yapmak/denemek istemiyorsanız yürüyüş yapın. Ama ne kadar, ne tempoda? Dizlerinizde veya solunum ile ilgili bir rahatsızlığınız yoksa haftada en az 5 defa 30-45 dakikalık orta tempoda açık havada yürüyüşler öneririm. Ne kadar güzel ve kaliteli nefes alıp verirseniz bu yürüyüşü yaparken o güzel yağ yakarsınız. Vücudumuz yağ yakmak için oksijene ihtiyaç duyar. Bunu unutmayın ve bol bol açık hava yürüyüşleriyle hem mental hem de fiziksel olarak rahatlayarak rahatça yağ yakın. Bir de spor yaptım, çok yürüdüm gibi düşünceler içinde olup yemeğe yüklenmeyin. Küçük bir protein ve karbonhidrat içeren bir ara öğün size ana öğün saatiniz gelene kadar yeterli enerjiyi sağlar ve sizin artan iştahınızın ve düşen kan şekerinizin kontrol altında olmasını sağlar.

Unutmayın ki mucize hiçbir ilaç ve besin değildir. Önemli olan doğru beslenme – hareket etmektir. Bu beslenmeyi ise işinde uzman bir diyetisyenden öğrenmek sizin kendinize yapacağınız en büyük yatırımlardan biri olacaktır. Ancak o zaman doğal yollardan kalıcı bir şekilde sağlıklı ve fit olabilirsiniz.

Beslenme ve Diyet Uzmanı

Diyetisyen Nur ASLANDAŞ

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu