Facebook Pixel
Trend

Filtre Kahve Besin Değeri ve Etkileri

Filtre Kahve Nedir?

filtre kahve nedir

Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan kahve özellikle 2. dalga ve 3. dalga kahve kültürüyle ülkemizde de oldukça popülerleşmiştir. Türk kahvesinin yeri tabii ki de ayrı, fakat ben bugün sizlere bir diyetisyen gözüyle filtre kahve besin değeri, kalori içeriği, filtre kahvenin yararları ve olası zararları konularından bahsetmek istiyorum.

Filtre kahveyi diğer kahvelerden ayıran en temel özellik kahvenin filtreleme işlemine tabi tutulup sadece süzülen kısmının tüketilmesidir. Örneğin Türk kahvesinde veya espressoda kahvenin tamamı tüketilirken filtre kahvede filtre edilen kısım tüketilir. Filtre kahve de kahve çekirdeğinin bir çok türüne göre çeşitlendirilir; ama genel olarak filtreleme işlemi, kahvede bulunan bizim acı tat olarak adlandırdığımız birçok tadın süzülerek daha yumuşak bir kahve elde edilmesini sağlar. French Press, chemex, filtre kahve makinası vb. yöntemlerle demlenebilen filtre kahvenin demlenme süresi demlenme yöntemine bağlıdır. Örneğin filtre kahvenizi french press ile demleyecekseniz 4-5 dk. yeterli olacaktır.

Filtre Kahve Besin Değeri ve İşlevi

filtre kahve besin değeri

Kafein

Kahvenin en önemli bileşeni olan kafeinden başlayalım. Kafein dünyada en çok tüketilen farmakolojik maddelerden biridir. Vücuda alındıktan 1-1.5 saat sonra kanda maksimum seviyeye ulaşır. Tüm vücuda yayılır ve merkezi sinir sistemini uyarır. Kafein beyinde uyku hali olarak tanımlayabileceğimiz adenozin nörotransmitterini inhibe ederek uyanıklık halinin artmasını sağlar. Beyindeki bu etkisi sayesinde kafeinin aynı zamanda bilişsel fonksiyonları, ruh halini ve hafızayı iyileştirdiği yönünde çalışmalar mevcuttur.

Kafeinin metabolizmayı hızlandırıcı etkisi de bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda kafeinin metabolizmayı %3 ile %11 arasında arttırdığı tespit edilmiştir. (Dolaylı olarak yağ yakımına yardımcı olan filtre kahve özellikle ağırlık kaybı (kilo verme) dönemindeki bireyler için yanında tamamlayıcı besinlerle güzel bir ara öğün haline gelebilir.)

Kafein aynı zamanda adrenalin hormonunun artmasını sağlamaktadır. Adrenalin hormonu vücutta ”savaş ya da kaç” dediğimiz davranışın ortaya çıkmasını ve kalp atışının hızlanmasını sağlar. Kasların kasılmasını ve enerji harcaması gereken ortamı hazırlar. Başka bir deyişle vücudu bir efor harcama durumuna hazırlar. Bu nedenle genelde spor yapmadan 30-40 dk. önce kahve tüketimi önerilir. Kahve tüketimi sonrasında yapılan egzersizde performansın %12 oranında arttığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Nörodejeneratif hastalıklardan olan alzheimer, parkinson ve demansın görülme olasılığı düzenli kahve (kafein) tüketimine bağlı %30-60 arasında azalabileceği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.

1 Kupa (180-200ml) filtre kahvede 120-170 mg kafein bulunmaktadır.

Yağlar

Diterpenoid alkoller diğer isimleriyle kafestol ve kahveol kahvede bulunan yağlardır ve kolesterol seviyesini etkileyebilir. Filtre kahve için konuşacak olursak bu etkileme yok denecek kadar azdır. Çünkü yapılan süzme işleminde yağların büyük bir kısmı(kafestol ve kahveol) tutulmaktadır. Filtre edilmiş kahvede 0.1 mg/100 ml’den daha az kahve yağları bulunur; filtre edilmemiş kahvede ise 0.2 ve18mg/100ml arasında değişir.

Fenolik Bileşikler

filtre kahve kaç kalori

Klorojenik Asit ve Antioksidan Özellik

Kahvedeki en önemli polifenol klorojenik asittir ve kahvenin antioksidan özelliği bu polifenol sayesinde meydana gelmektedir. Antioksidan, vücutta üretilen veya besinlerle sağlanan olası hücre hasarını önleyen özellikteki bileşiklerdir diyebiliriz. Birçok besinde bulunur ve kahve bunlardan biridir. Antioksidan özelliği sayesinde kahve aynı zamanda antibakteriyal ve antikarsinojenik etki göstermektedir. Bu durum filtre kahve için de geçerlidir.

Bir fincan kahvede kahvenin kavrulma derecesine, pişme şekline ve süresine bağlı olarak 20 ile 675mg arasında değişkenlik gösteren klorojenik asit miktarı mevcuttur.

Filtre kahvede en çok dikkat çeken besin içerikleri bunlardı. Meraklısı için filtre kahve ayrıntılı kalori ve besin değeri (100gr):

  • Kalori 1.18 kcal
  • Su 99.39 gr
  • Karbonhidrat 0.05 gr
  • Lif 0.00 gr
  • Protein 0.15 gr
  • Yağ 0.02 gr
  • Doymus Yağ içermez
  • Kolestrol içermez
  • Sodyum 2.00 mg
  • Potasyum 49.00 mg
  • Kalsiyum 2.00 mg
  • A, C ve D Vitamini içermez
  • E Vitamini 0.01 mg
  • K Vitamini 0.10 mcg
  • B Vitamini 60.00 mg
  • Vitamin B 120.00 mcg
  • Tiamin (B1) 0.01 mcg
  • Riboflavin (B2) 0.08 mcg
  • Niasin (B3) 0.19 mcg
  • Demir 0.01 mg
  • Folat 2.00 mcg
  • Pantotenik Asit 0.25 mg
  • Fosfor 3.00 mg
  • Magnezyum 3.00 mg
  • Çinko 0.02 mg
  • Bakır içermez
  • Selenyum içermez
  • Mangan 0.02 mcg 

Filtre kahve/kahve tüketimi başta kardiyovasküler hastalıklar olmak üzere birçok hastalıkla ilişkilendirilip (olumlu veya olumsuz) birçok çalışmaya konu olmuştur. Biraz da bunun üstünde duralım.

Filtre Kahve ve Bazı Hastalıklarla İlişkisi

kahve zararları

Kardiyovasküler Hastalıklar

Kahve tüketimi ve kardiyovasküler hastalıklar ile ilgili günümüze kadar yapılan oldukça kapsamlı çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmalardan biri kafeinin kan basıncı arttırıcı etkisi nedeniyle kardiyovasküler sistem hastalıklarında artış olduğunu göstermektedir. (Burada bahsedilen kafein miktarı >28fincan/hafta kahveye denk gelmektedir.) Başka bir çalışmada ise kahvenin kan basıncı etkisi olduğunu fakat bunun kalp çalışma hızına bir etki göstermediği belirtilmiştir. Yaşlı bireylerle yapılan bir çalışmada kafeinli içeceklerin kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu nitelikte olduğu gösterilmiştir. Bu şekilde çelişen çalışmalar bir hayli fazladır. Bu da bize kahve ve kan basıncı arasındaki, kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişkinin henüz açıklığa kavuşturulmadığını göstermektedir.

Hipertansiyon ve Aritmi

Kahve tüketiminin hipertansiyon ve kalp aritmisi ile ilişkilendirildiği bilinmektedir. Aynı zamanda ilişkilendirilmediği çalışmalar mevcut ve sayıca çok fazla. Sizlere bu çalışmalardan tek tek bahsetmek yerine şöyle toparlamak istiyorum:

Ailesinde hipertansiyon öyküsü bulunan bireylerde kahve tüketiminin riskli olabileceği fakat önerilen miktarlarda kahve tüketiminin (1-2 fincan) bu riske sebep olmayacağı bulunmuştur.

Düzenli ve düşük dozlarda kahve tüketiminin kalp sağlığı açısından yararlı olabileceği ve kalp aritmisine koruyucu nitelikte olabileceği çalışmalarla gösterilmiştir.

Yani düzenli ve tolere edilebilir dozlarda kahve tüketimi olan bireylerde hipertansiyon ve aritmi riski yok denecek kadar az; düzenli kahve tüketimi olmayan ve genetik yatkınlığı olan bireylerde ise bu durumun riskli olduğu, tolere edilebilecek dozların uzman kişiler tarafından (doktor ve diyetisyen) belirlenmesi ve kontrol edilmesi gerektiği gösterilmektedir.

Kanser

Çevresel faktörlerle birlikte kalıtımsal veya bireye özgü etmenlerin etkileşimi sonucunda gelişmektedir. Kanser riskinin çevresel belirleyicilerinden belki de en önemlisi diyettir.

Kahve tüketiminin kansere karşı koruyucu etkisi başta kahvenin antioksidan özelliği olmak üzere DNA hasar onarımında rol alması, bağışıklığı desteklemesi ve inflamasyonu azaltması ile ilişkilendirilmektedir. Fakat yukarda bahsettiğim diğer hastalıklarda olduğu gibi yapılan çalışmalarda birtakım çelişkiler mevcuttur. Kahvenin kansere karşı (özellikle meme kanser, karaciğer kanseri ve pankreas kanseri) koruyucu özellikte olduğu çalışmalarının yanında kahve tüketiminin kansere karşı herhangi bir etkide bulunmadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur.

Osteoporoz

Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz ile kahve tüketiminin ilişkisini sizlere şöyle açıklayabilirim; Son zamanlarda yapılan çalışmalar yüksek oranda kahve tüketiminin riskli bireylerde kemik kaybına, düşük kemik yoğunluğuna yol açabileceğini gösterirken, bazı çalışmalar günlük 120ml kahve tüketen bireylerin tüketmeyenlere göre kemik mineral yoğunluklarının olumlu yönde etkilendiğini göstermiştir.

Diyabet

Yapılan çalışmalar kahve tüketimi ve diyabet (özellikle tip2 diyabet) arasında ters bir ilişki olduğunu göstermiştir. Klorojenik asit gibi kahvenin içerdiği antioksidan özellikteki bileşikler sayesinde glikoz metabolizması ve insülin duyarlılığı gelişmiştir. Düzenli kahve tüketimi olan bireylerde tip2 diyabet gelişme riski oldukça düşük bulunmuştur.

Depresyon

Aynı zamanda kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinden biri olan depresyonun görülme riski düzenli kahve tüketen bireylerde düşük bulunmuştur. Günde >4 fincan kahve tüketen bireylerde ise bu düşük riskin daha da azaldığı gösterilmiştir.

Görüldüğü üzere ülkemizde yaygın olarak tüketilen filtre kahvenin hastalıklarla ve insan sağlığı ile ilişkisi tam anlamıyla netlik kazanamamıştır. Kahvenin sizlere bahsettiğim etkileri genel hatlarıyla kafein ve fenolik bileşikler gibi filtre kahvenin de içerisinde olan bileşenler olduğu için filtre kahve diye spesifikleştirmek yerine kahve şeklinde belirttim. İncelediğim çoğu çalışma da kahve ve içerisindeki kafein miktarı ve etkisinden yola çıkmış çünkü. Kahve tüketiminin insan sağlığı üzerine etkisi, araştırma konusu olmaya devam etmelidir. Bahsi geçen çalışmalar kuru kahve değil sıvı haliyle değerlendirilmiştir. Kahvenin, vücutta tam olarak hangi maddelerinin ne oranda kullanıldığı bilinmemektedir. Belki de soru işaretlerinden bazılarının sebebi budur.

Peki biz şimdi günde kaç fincan kahve içelim? Diye bir soru soracak olursanız araştırmalarım sonucu ve bilgilerim dahilinde; sağlıklı bir bireyseniz ve ailenizde herhangi bir kardiyovasküler rahatsızlık, hipertansiyon vb. hastalıklar yoksa 1-2 fincan kahve tüketiminin faydalı olacağını söyleyebilirim. Diğer durumlar için doktor ve diyetisyen takibinde bir öneri oluşturulmalıdır.

Diyetisyen Pırıl Çokkeser

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu