Kış Dönemlerinin Mucizesi “Nar” ı Neden Tüketmeliyiz?
Nar (Punica granatum L.), günümüzde dünya çapında tüketilmektedir. Meyveleri, tohumları ve diğer anatomik bölmeleri çok sayıda biyoaktif bileşik bakımından zengindir. Nar ve bileşenlerinin besin değerinin yanı sıra, potansiyel sağlık yararları ile ilgili çok sayıda çalışma yapılmıştır. ”Başlı başına bir eczane“ olarak bilinen nar, yüzyıllardır inflamasyon, diyabet ,ishal ,dizanteri, diş plağı, bağırsak enfeksiyonu dahil olmak üzere çok sayıda rahatsızlığın önlenmesi ve tedavisi için kullanılmaktadır. Cesaret verici bulgular nedeniyle, bu bitkiye olan bilimsel ilgi son yıllarda sürekli artmaktadır. Peki, narın faydaları nelerdir?
Narın Faydaları
Polifenoller gibi biyoaktif bileşikler açısından zengin olan nar üzerinde yapılan çeşitli çalışmalar; narın kanser, metabolik sendrom, obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalığının tedavisinde potansiyel katkısını ortaya çıkarmıştır. Klinik çalışmalar günlük nar suyu alımının hipertansiyonu azalttığı ve insanlarda aterosklerozu hafiflettiğini göstermiştir. Nar meyvelerinin çeşitli kısımları geleneksel olarak mide ağrıları ve bakteriyel enfeksiyonlar için de kullanılmıştır.
Yapılan bir çalışmada nar sularının, kırmızı şarap ve yeşil çayınkinden üç kat daha fazla bir antioksidan aktivite gösterdiği gözlemlenmiştir.
Narın Faydaları ve Alzheimer Hastalığı
Diyete nar eklenmesi Alzheimer hastalığında bilişsel ve davranışsal bozuklukların ilerlemesini yavaşlatabileceği sonucuna varılmıştır. Çeşitli çalışmalar, Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif bozuklukların ilerlemesini yavaşlatmada potansiyel bir beslenme stratejisi olarak narın ve özellikle onun türevi punikalajin ve ürolitin kullanımını önermiştir.
Narın Faydaları ve Mikrobiyota
Nar ve türevlerinin sağlıkla ilgili en önemli işlevlerinden biri de, bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkileri ve antimikrobiyal ajan olarak potansiyel kullanımlarıdır. Benzer bir çalışmada, nar suyu ve özütleri aynı anda Bacteroides fragilis grubu, Clostridia ve Enterobacteriaceae’nin büyümesini inhibe ederken Bifidobacteria ve Lactobacilli’nin büyümesini artırdığı kanıtlanmıştır.
Nar ve Diş Sağlığı
Diş sağlığının korunması için de nar önerilmiştir. Narın hidro-alkolik özleri önemli bir antibakteriyel aktiviteye sahiptir ve bu nedenle diş tedavisi için oldukça yararlıdır.
Nar Kabuğunu Da Unutmamak Gerek!
Genellikle atık olarak kabul edilen bir meyve suyu yan ürünü olan nar kabuğu , meyvenin yaklaşık %30-40’ını oluşturur. Fenolik bileşikler öncelikle nar meyvesinin kabuk kısmında yoğunlaşmıştır. Narın yenmeyen kısımlarının da (kabuk ve yapraklarının) damar koruyucu etkiler sergilediği gösterilmiştir. Nar kabuğunun yaşlanma , yaralar, ülserler gibi serbest radikal aracılı hastalıkların tedavisinde yararlı olduğu kanıtlanmıştır.
Şu anda nar kabukları bilinen faydaları nedeniyle daha çekici hale gelmekte ve gıda ilaç ve kozmetik endüstrisinde kullanılmaktadır.
Nar Çiçeği Yağını Hiç Duydunuz Mu?
Tohumlar zengin bir lipit kaynağıdır ve nar çekirdeği yağı ,toplam tohum ağırlığının %12-20’sini oluşturur. Nar çekirdeği yağı temel olarak , çeşitli metabolik ve hücresel yararlı etkilerle ilişkili güçlü bir antioksidan olan omega – 5 (w-5) olarak da bilinen çoklu doymamış bir yağ asidi olan punicic asitten oluşur.
Narların Saklama Koşullarının Toplam Fenolik İçerikler ve Antioksidan Aktivitelere Etkisi
Tüketicilere berrak meyve suları sunmak için meyve sularına bazı durultma işlemleri uygulanmaktadır. Ancak bu işlemler , doğal meyve sularının toplam fenolik içeriğini ve antioksidan aktivitelerini azaltır. Öte yandan meyvenin soğukta depolanması nar meyvesinin biyokimyasal özelliklerini korur.