Edimsel Koşullanma; Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Edimsel Koşullanma Nedir?

edimsel koşullanma nedir

En basit haliyle edimsel koşullanma kavramı davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmeyi karşılar. Edimsel (operant) olarak adlandırması, sonuç olarak ortaya çıkması için kişide gerçekleşen bir eyleme ihtiyaç duyulmasından kaynaklanmaktadır. Edimsel koşullanma kavramı 1950’li yılların sonlarında oluşturulmuştur.

Edimsel koşullanma kavramını Skinner uzun yıllar süren çalışmalarının ardından ortaya koymuştur. Klasik koşullanma kavramından yola çıkan Skinner’a göre tepkisel ve edimsel olmak üzere iki çeşit davranış vardır. Tepkisel davranışlar bir dış uyarıcı karşısında ortaya konan tepkidir. Örneğin; korkunca kalp atışının hızlanması, terleme, hızlı nefes alıp-verme gibi. Edimsel davranışlar ise dış uyarıcıya bağlı olmaksızın gerçekleşen davranışlardır. (Örneğin; Yemek yeme, konuşma gibi isteğe bağlı gerçekleşen davranışlar gibi.) Skinner’a göre ödüllendirilen (olumlu sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir bunun tam zıttı olarak cezalandırılan (olumsuz sonuçlara yol açan) davranışlar zayıflar. Bu koşullanmada, davranışı takip eden ve kişide hoşa giden, olumlu olarak tanımlanan bir durum yaratarak davranışın ortaya çıkma ihtimalini arttıran durum ‘pekiştireç’ olarak tanımlanır.

Öğrenmede Çığır Aşan Deney; Skinner Kutusu Deneyi

Skinner edimsel koşullanmayı belirleyen durumları incelemek için ses ve ışık geçirmez, çevreden yalıtılmış “Skinner Kutusu” adı verilen kutuları deneylerinde kullanmıştır. İçerisinde pedal bulunan bu kutuya bir fare yerleştirmiştir. Fare pedala bastığında belli bir miktar su ve yiyecek verilmektedir. Deneydeki nihai amaç farenin pedala basarak yiyecek alma davranışını öğrenmesidir. Fare kutuya yerleştirilmiş ve etrafı keşfetmesi için fırsat tanınmıştır. Keşif sırasında fare pedala bastığında yiyecek ile karşılaşmıştır. Farenin bir süre sonra pedala yakın alanlarda dolaştığı gözlemlenmiştir. Bu bölgede dolaşması yiyecekle karşılama olasılığını arttırır. Pedala basma davranışı her seferinde yemek ile ödüllendirilmiştir. Bir süre sonra fare pedala daha güçlü ve istekli basmaya başlamıştır, artık yiyeceğin ödül olduğunu kavramıştır. İşte edimsel koşullanma böyle gerçekleşir!

Edimsel Koşullanma Özellikleri

edimsel koşullanma özellikleri

  • Bireyin aktif olduğu bir sistemdir.
  • Birey davranışın sonuçlarından etkilenir.
  • Ödül ve ceza sistemi aktiftir.
  • Birey davranışı devam ettirmek için ödül bekler.

Örneğin; Terapi seanslarından sonra rahatlama hisseden danışanın seanslara devam etmesi ve terapiste olan güveninin artması.

  • Davranışı sonlandırmak için ceza beklenir.

Örneğin; Terapistten olumsuz dönüt alan danışanın drop-out olması ve seansları yarıda kesmesi.

Edimsel koşullanma, bir davranışın öğretilmesinde, sıklığının arttırılması ve azaltılmasında ya da davranış değiştirmede kullanılan etkisi kanıtlanmış bir yöntemdir.

Pekiştireç: Ortaya çıkan bir davranışın sürekliliğini, ortama sunulması ya da ortamdan çekilmesiyle sağlayan ve organizmayı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen uyarıcılara pekiştireç denir.

Ceza ve olumsuz pekiştireç aynı şey değildir!

Birincil Olumlu Pekiştireçler: Bireyi doğal olarak pekiştiren ve canlının yaşaması için gerekli olarak sayılabilecek uyarıcılardır Yiyecek, su, çikolata, güven, cinsellik gibi faktörler sayılabilir.

İkincil Olumlu Pekiştireçler: Herhangi bir nötr uyarıcının olumlu birincil pekiştireçlerle ilişkilendirilmesiyle olumlu pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır. Öğrenmenin gerçekleşmesi için gerekli uyaranlardır. Saygı, takdir, para, tatil, “Aferin!”, not, alkış, olumlu etkinlikler gibi faktörler sayılabilir.

Olumsuz Pekiştirme: Olumsuz bir faktörü ortamdan çıkarırız. Örneğin; Ebeveynler tarafından ders çalışmayan çocuğun tabletinin alınması ve tatile girene kadar verilmemesi gibi.

Ceza: Organizmaya istemediği bir şeyin verilmesi ya da istediği bir şeyin verilmemesidir. Ceza uygulandığı sürece yapılmaması istenen davranış baskı altına alınır ancak alışkanlıklar hemen, hızlıca yok olmaz. Bireyde korkulu bir duygu durum yaratır, uyarıcı genellemesine neden olabilir. Sıklıkla görülmesinin nedeni, etkisini hemen göstermesidir. Ancak uzun dönemde etkili olduğunu söylememiz mümkün değildir.

Birincil Tip Ceza: Bireyin hoşuna gitmeyen durumu ortama dahil ederek, kişide rahatsızlık/huzursuzluk yaratamaya dayalı bir ceza türüdür. Örneğin; Kardeşine oyuncakları ile vuran çocuğa bağırmak, kızmak.

İkincil Tip Ceza: Bireyin hoşuna giden bir faktörü ortadan kaldırmaya dayalı bir ceza sistemidir. Örneğin; Çocuğun oyuncaklarını ortadan kaldırmak, çöpe atmak.

Cezalar sonucunda davranışın yapılma sıklığı azalır ya da sönerek ortadan kalkar.

Uyarıcı genellemesi: Benzer uyarıcılara karşı aynı tepkinin ortaya konmasıdır. Örneğin; Çocukken köpek tarafından ısırılan kişinin büyüdüğünde köpekten korkması durumudur.

Edimsel Koşullanmada Pekiştirme Zamanlamaları Nasıl Olur?

Sürekli Pekiştirme: Her davranışın sonunda her seferinde atlamaksızın yapılan pekiştirmedir. Global bir şirkette çalışan kişiye bağladığı her iş sonunda prim verilmesi.

Sabit Oranlı Pekiştirme: Verilecek olan pekiştirme miktarının her seferinde sabit kalmasıdır. Çalışanlara ay sonunda düzenli olarak yapılan ve miktarı değişmeyen maaştır.

Değişken Oranlı Pekiştirme: Her davranışın sonunda düzenli olarak yapılır fakat verilen ödül miktarı her seferinde değişir; miktar bazen az bazen ise çok olur. Karne tatillerinde çocuğa kış tatillerinde kitap alınırken; yaz tatillerinde bisiklet alınması buna örnek olarak verilebilir.

Sabit Aralıklı Pekiştirme: “Zaman” kavramı önemlidir. Verilen ödülden ziyade ödülün verildiği zaman aralığı önemlidir. Çalışan kişilere haftalık ve aylık ücret ödemeleri.

Değişken Aralıklı Pekiştirme: Zaman değişkenlik göstermektedir. Kişiye verilen pekiştireç zamanlaması değişir, bu bazen bir hafta bazen bir yıl gibi bir süreç olabilir.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Kişinin hiç bir beklentisi olmadığı için sonuç olarak da olayın sonucunun en başından itibaren belli olmasıdır.

Yapacağı iş başvurusuna kabul edilmeyeceğini düşünen kişinin hazırlık yapmaması ve umutsuz halde mülakata girmesi sonucu işi alamaması kendini gerçekleştiren kehanete bir örnektir.

İlk ilişkisi başarısızlıkla sonuçlanan kişinin bir daha mutlu olamayacağını düşünmesi ve ilişkilerinde gereken özeni göstermemesi sonucunda ilişkilerinin hep aynı şekilde sonlanması ve kısır döngü içinde kısılıp kaldığı düşüncesine kapılması bu duruma bir örnektir.

Özellikle hayatınızın sürekli olarak aynı çerçevede ilerlediğini düşünüyorsanız, aynı olayları sık sık yaşadığınız hissiyatına sıklıkla kapılıyorsanız bilimsel olarak edimsel koşullanmanın sonuçlarını yaşadığınızı söylemememiz mümkündür. Sürekli olarak başarısızlıkla sonuçlanan sınavlar, ilişkiler veya tamamlanmayan işlerin nedeni geçmişten kaynaklanan bir koşullanma olabilir. Aynı eylemlerde bulunarak farklı sonuçlar görmeyi bekleyemeyiz. Ufacık bir değişiklik hayatınızda umulmadık değişiklikler yaratabilir. Önemli olan değişiklik yapacak gücü içinizde hissetmeniz ve yola koyulmanızdır. Yeni bir yola çıktıktan sonra değişiklikler beraberinde gelecektir.

En kısa sürede kelebek etkisi ile karşılaşmanız dileğiyle…

Psikolog/ Aile Danışmanı Büşra Yiğit

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu