Facebook Pixel

Mutlu Bir Yuva İçin 4 Strateji 5 Öneri

Genç adam, siyah smokini ile çalan müziğin ritmine uygun adımlar atmak için dikkat kesilirken; kat kat beyaz kıyafeti içerisinde, elinde taşıdığı beyaz gül buketi ile çocukluğundan kalma bir hayalin içinden geçiyordu. Birlikte söylenmiş evetlerden ve birkaç kısa öpücükten sonra, misafirler ile selamlaşıp evlilikleriyle yeni kurulan bir ailenin başlangıcına doğru adım attılar. İşte o günden itibaren her çift aile olmanın sırlarını düşündü ve araştırdı. Peki, mutlu bir yuva için neler yapılmalı?

mutlu bir yuva için

Geçmişten günümüze aile her ne kadar değişim yaşasa da sevgi, adanmışlık, bağlanma, mutluluk ve ait olma gibi duyguları en tatmin edici düzeyde sunan yer olma özelliği aynı kalmıştır. Aile yaşamıyla ilgili anekdotlar zaman içerisinde sosyokültürel ve ekonomik faktörlerin etkisi ile değişime maruz kalmıştır.

4 Strateji

  1. Kriz durumlarını pozitif biçimde ele alma becerisi: Yaşam döngüsü içerisinde ailelerin karşılaşabileceği kriz dönemleri vardır. Olaylar beklendik ya da tahmin edilmesi güç olsun ailelerin krizi yara almadan atlatabilme becerisi hayatlarına anlam katar. Sağlıklı ailelerde yaşanılan krizler dile getirilir ve tanımlanır. Çiftler kriz durumlarını görmezden gelmez ya da yok saymaz. Kişiler kontrolün tamamen kendinde olmadığının farkında olmalı ve yapıcı bir biçimde başa çıkmalıdır. Partnerlerin yıkıcı söylem ve davranışları ilişkilerde dönülemez yollara girilmesine neden olabilmektedir.
  2. Açık roller: Ailede bireyler arasında belirli rol dağılımlarının olması karşılıklı tekrar eden etkileşim ve etkinlere kolaylıkla yön vermeye yardımcı olmaktadır. Sağlıklı olarak tanımlana ailelerde roller açık seçiktir, uygundurlar ve karşılıklı anlaşma hususuna dayanmaktadırlar. Roller yaş, kültür ve yapma becerisine uygun olarak tanımlanmalıdır. Ailede roller karşılıklı olarak değiştirilebilir ve esnek olmalıdır.
  3. Gelişimi destekleyen yapılar; Destekleme/Cesaretlendirme: Aile güçlü bir sistemdir. Ailenin ne denli güçlü olduğunu belirleyen ölçüt ailenin en zayıf üyesidir. Zayıf üyelere özel aile imkanları dahilinde yardımcı olup yeteneklerini ve potansiyellerini keşfetmesi yolunda ışık olmalıdır. Örneğin; aileye yeni katılan bebek için gelişim destekleme ya da kendini bulma yolculuğunda olan ergenler gibi.
  4. Ailelerin baş etme stratejileri;  Mutlu bir yuva olmanın en önemli sırlarından biri de beklenen ya da beklenmeyen stres faktörlerine karşı güçlü olmaktan geçmektedir. Streslere verilen tepkiler ailenin sorunları çözme becerisinde başarısının da bir göstergesi kabul edilmektedir.

Figley ve McCubbin’a göre stresle baş etme becerisi gösteren aileler genellikle aşağıdaki özelliklere sahiptirler.

  • Stres faktörünün ne olduğunu işaret edebilme,
  • Var olan sorunu ailedeki bir bireyin sorunu olarak görmektense ailenin sorunu olarak görme ve sahiplenme,
  • Aile üyeleri arasında hoşgörü,
  • Aile üyelerine duyulan sevgi ve bağlılığı açık-seçik ifade edebilme,
  • Kişilerarası açık ve net bir iletişim,
  • Yüksek aile birliği,
  • Rollerde belirgin esneklik,
  • Aile dışı kaynakları uygun ve etkin kullanma,
  • Fiziksel şiddetin yokluğu,
  • Psikolojik şiddetin yokluğu.

Görüldüğü üzere bahsedilen durumlar kişilerin aileden beklentilerini karşılaması ve ilişkilerinden yüksek tatmin duyması için bazal olarak gerekli durumlardır. Bunları zenginleştirmemiz mümkündür. İşte mutlu bir yuva için 5 öneri…

Mutlu Bir Yuva İçin Neler Yapılmalı? (5 Öneri)

mutlu bir yuva için neler yapılmalıdır

  1. Üçgenleşmelere Engel Olmak: Aile içinde ikili ilişkilerin kuvvetli olması yapıyı en güçlü kılan etmenlerden biridir. İkili ilişkilerde araya bir başkasının katılması ve müdahale etmesi huzurlu yapılanmaya zarar verir. Üçgenleşme özellikle yeni bebek sahibi olan ebeveynlerde sıklıkla rastlanan bir durumdur. Eşler arası ilişki yalnızca bebek hakkında konuşmaya evrilirse iletişim kopukluklarının yaşanmasına sebebiyet verebilmektedir. Aynı zamanda yeni gerçekleştirilmiş evliliklerde eşlerin sürekli üçüncü kişiler üzerinden konuşması ve istediklerini başka bir ağızdan dile getirmesi aile bağlarına temelden zarar verebilmektedir.
  2. Geçmişte Yaşanan Problemlerin Dile Getirilmemesi: İlişkilerde tartışma yaşanması olası bir durumudur. İki farklı kişilik yapılanmasının bir araya gelmesi aynı zamanda birbirinden farklı iki düşünce yapısının da beraber yaşamaya başlamasıdır. Partnerler konular hakkında ayrı perspektiflerden bakabilmektedir. Bu da tartışmaları olağan kılmaktadır. Tartışmaların yaşanması ilişkileri tümüyle sağlıksız kılmaz hatta seviyeli bir tartışmanın sağlıklı bir ilişkinin göstergesi olduğunu söylememiz mümkündür. Bu noktada dikkat edilmesi gereken konuşma sırasında eşlerin geçmişte yaşanan olumsuz durumları da araya katarak tartışmayı alevlendirmemesi gerekir. Bu genelde durumu uzatan ve huzursuzluğu yaratan faktörlerin başında gelir.
  3. Aileye Olan Sevginin ve Bağlılığın İfade Edilmesi: Kişiler birbirini sevse ve bunu sıklıkla dile getirse de insanoğlunun söylenenden çok eyleme değer verdiği aşina olduğumuz bir durumdur. Gün içinde partnere atılan bir mesaj, sevdiğiniz, takdir ettiğiniz bir özelliğini dile getirme, bağlılığının en büyük yordayıcısı olan sarılma hatta bazen ufak ve kaçamak bir gülümseme sevginizin en büyük şahidi olacaktır.
  4. Ebeveynler Arası Sağlıklı Cinsel Yaşantı: İsteklerin ve ihtiyaçların çiftler arası açıkça dile getirilmesi ilişkilerin olmazsa olmazıdır. Güçlü bir ebeveyn ilişkisi, mutlu bir ailenin zeminini oluşturur. Çiftlerin özel yaşamında mutlu olması aileye de yansıyan bir durumdur.
  5. Güvenli Bir Beraberlik: Gerek eşler gerek ailedeki bireyler arasında güvene dayalı bir ilişki hayatta cenneti yaşamak gibi bir tasviri hak eder. Güvendiğiniz ve sırtınızı yasladığınız kişiler şüphesiz ki ailenizin değerli üyeleri olacaktır. Mutlu bir yuva aynı zamanda güvenli bir sığınaktır.

Aile olmak uzun hayat yolunda birbirinize eşlik etmektir. Yolculuğun keyifli geçmesi için yolculuğa çıktığınız kişinin ve yolculuk esnasında size katılan diğer bireylerin uyum içinde olması gerekmektedir. Güvenle atılan her sağlam adım yolu daha değerli kılacaktır. Fakat adımların senkronize olması ve sizleri zorlamaması yolculuğun nasıl biteceğini belirler. Hayatın engebeli bir yol olduğunu, inişli-çıkışlı hatta bazen taşlı ve dikenli olduğunu kabul ediyoruz. Bununla beraber yolun bizlere katacağı her şeyi de kabul etmeliyiz.

Size ve yol arkadaşlarınıza mutlu bir yolculuk diliyorum.

Uzman psikolog / Aile danışmanı Büşra YİĞİT

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu