Çocuklarınızın Sizinle Konuşmasını Sağlamak: “Kabul Dili”
Neden çocuklar kendilerini üzen konularda ebeveynleri ile konuşmaktan çekiniyorlar? Neden sadece çok az ebeveyn çocukları ile birlikte yardımlaşma içerisinde bir ilişki geliştirme konusunda başarılılar? Bununla ilgili birçok araştırma yapılmış ve en önemli etkenlerden birinin “kabul dili” olduğu anlaşılmıştır.
Peki, Nedir Bu Kabul Dili?
Kabul dili, kısaca yargılamadan dinlemek kişiyi olduğu gibi kabul etmek. Sadece ebeveyn ve çocuk ilişkisinde değil, diğer tüm ilişkilerimizde de karşımızdaki insanın bizi ne olursa olsun dinleyeceğini ve kabul edeceğini biliyorsak daha rahat olmaz mıyız? Ebeveynin kabulü ise çocuklar üzerinde büyük bir etkiye sahip. Çoğu ebeveyn ise, eğer çocuklarını olduğu gibi kabullenir ise gelecekte de çocuklarının olduğu gibi kalacağına inanır ve bu yüzden çocukluktan itibaren sürekli bir yargılama, eleştiri, öğüt verme gibi davranışlarda bulunur böylece çocuğuna olduğu gibi kabul edilmediği mesajını verirler. Bunun sonucunda ise çocuklar konuşmayı bırakır çünkü böylesi daha “huzurludur”.
Ebeveynin çocuğunu kabul etmesi, çocuğun kendisini kabullenmeyi ve kendini değerli hissetmesinde etkili olabilirler. Bireyi olduğu gibi kabul etmek, gerçek anlamda sevmektir, kabullenildiğini hissetmek ise sevildiğini hissetmeye eş değerdir. Diyebiliriz ki, sevgimizi göstermenin birçok yolu var evet fakat kabul dili bunların en güçlüsü.
Kabullendiğinizi Sözsüz Olarak İletmek
Sözsüz iletişim bir bakıma beden dili aslında iletişimde sözlü olarak ilettiklerimizden daha etkilidir. Ve çocuklarınıza “müdahale etmemek” de kabulü göstermek için bir yöntem olabilir. Örneğin; sahildesiniz ve çocuğunuz kumdan bir kale yapıyor. Siz ise müdahale etmeden izliyorsunuz. Çocuğun yaptığı şekil kaleye benzemese bile sadece izliyorsunuz, düzeltme yapmıyorsunuz. Bu şekilde çocuğunuzun düşüneceği şey “annem şuanda yaptığım şeyi kabullendi” şeklinde olacaktır. Ebeveynler doğal olarak çocuklarının öğrenmesini isterler. Ve çocuklarının başarılarıyla gurur duymak isterler (“Ahmet’in yaptığı harika kaleye bak”). Ve çocuklarına yetişkinlere özgü olan doğru ve yanlışı dayatırlar (“Kalenin hendeği olması gerekmez miydi?”).
Çocuklarının kendilerine ihtiyacı duyduğunu hissetmek isterler; (“Sana yardım edeyim”), ve buna benzer diğer şeyler.
Bu gibi davranışlar aynı zamanda çocuğunuzun hayal gücüne ket vurabilecek ve özgüvensiz bir şekilde büyümesine de sebep olabilir. Bu nedenle çocuk bir şeyler ile uğraşırken “hiçbir şey yapmamak” onu kabullendiğiniz mesajını çok net biçimde iletecektir.
Kabullendiğiniz Sözlü Olarak İletmek
Bilirsiniz ki iletişimde uzun süre sessiz kalınamaz, insanlar sözlü olarak etkileşimde bulunmak isterler. Ebeveynlerin çocukları ile konuşması önemlidir fakat nasıl konuşacağı daha önemlidir. Şimdi bir örnek üzerinden ilerleyelim:
On beş yaşındaki çocuğunuz geliyor ve size diyor ki:
“Okul işe yaramaz okula gitmek istemiyorum. Önemli birisi olmak için üniversiteye gitmeye gerek yok. Bunun için bir sürü farklı yollar var.”
Bir düşünün, İlk tepkiniz ne olurdu?
Yönlendirmek, nutuk çekmek, öğüt vermek, tehdit etmek genel olarak verilen yanlış tepkilerdir. Eğer sakin kalıp “kapı aralayıcı” olarak nitelendirebileceğimiz cümleleri kurarsanız, çocuğunuzu konuşmaya teşvik edebilir ve onu anladığınız gösterebilirsiniz. Kapı aralayıcı cümlelerden bazıları ise şöyledir: Bu konuda konuşmak ister misin? , duygu ve düşüncelerine saygı duyuyorum, anlıyorum olabilir. Bu şekilde çocuğunuz duygu ve düşüncelerini size daha rahat açabilecek ve birlikte sorunlara karşı ortak bir çözüm yolu bulabileceksiniz.