Facebook Pixel

Psikolojik Dayanıklılık Nedir? Nasıl Geliştirilir?

Psikolojik Dayanıklılık Nedir? Geliştirilebilir mi?

Hayat; içerisinde birçok stres, travma barındıran bir yaşam döngüsüdür. Hayatın içindeki bu stresli ve travmatik olayları ne yazık ki engelleyemiyoruz ve değiştiremiyoruz. Bunlar üzerinde maalesef bir kontrol yeteneğimiz, şansımız da yok. Hayatın içindeki stresli ve travmatik olayları engelleyip değiştiremiyoruz ve onları kontrol edemiyoruz ancak bu yaşantılar sonrasında neler yapabileceğimizi, nasıl devam edebileceğimizi seçip, kontrol edebiliyoruz. İşte buna psikolojik dayanıklılık deniliyor. Kişilerin yaşanan stresli, travmatik olaylar sonrasında bu durumlara uyum sağlama becerilerinin, nasıl devam ettiklerinin, nasıl başa çıkma yöntemleri geliştirdiklerinin toplamına psikolojik dayanıklılık adı veriliyor.

Kobasa, psikolojik dayanıklılıkla ilgili yaptığı çalışmalardan, araştırmalardan sonra psikolojik dayanıklılığın 3 alt boyutunu tanımlamış. Bunlar;

  • bağlanma’,
  • kontrol
  • ve ‘meydan okuma’.

Bu 3 özellik sayesinde kişilerin, zorlu yaşam deneyimleri ardından psikolojik dayanıklılık gösterebildiklerini söylüyor. Biz insanlar doğduğumuz andan itibaren bağ kuran, sosyal varlıklarız. Bu yüzden ailemizle, arkadaşlarımızla, doğduğumuz çevreyle ve doğayla bağlantımızın kalitesi çok önemli. Ailesiyle, çevresiyle, arkadaşlarıyla ve doğayla bağlantısı güçlü ve sağlıklı olan kişilerin, psikolojik dayanıklılıklarının yüksek olduğu bulunuyor. Bu kişiler, zorlu bir yaşam deneyiminden sonra sosyal destek isteyebiliyorlar ve sosyal destek alabileceklerini biliyorlar. Dolayısıyla baş etmeleri çok daha kolay oluyor. Bu yüzden ‘bağlanma’ alt boyutu, özelliği çok önemli bir rol oynuyor psikolojik dayanıklılıkta.

psikolojik-dayaniklilik-nedir

Kontrol alt boyutu ise, kişilerin zorlayıcı olaylardan sonra kontrol edemedikleri şeyler üzerinde değil de kontrol edebildikleri şeyler üzerinde yoğunlaşmalarını kapsıyor. Kontrol odağı içeride olan kişilerin, yani başlarına bir olay geldiğinde bunun sorumluluğunu üstlenebilen, suçu başkasında aramayan ‘onun yüzünden oldu’ gibi cümleler kurmayan insanların, psikolojik dayanıklılıklarının kontrol odağı dışarıda olan insanlara kıyasla daha yüksek olduğu bulunuyor. Bu kişiler zorlu deneyimlerden sonra kontrol edebilecekleri şeylere odaklanıp, kendileri için yeni yollar, alternatifler üretebiliyorlar.

Meydan okuma özelliğine sahip olan insanlar ise, başlarına gelen stresli bir olayda bunu kendileri için bir tehdit olarak algılamıyorlar. Bu stresli olayın, durumun kendilerini değiştirebileceğini, büyümelerine katkı sağlayacağını düşünüyorlar.

Psikolojik dayanıklılığı yüksek kişiler, hayatta başlarına gelen olaylarda daha esnek bir yapıda oluyorlar. Her zaman, her sorun için aynı çözümü üretmektense, durum ve koşulların gerektirdiği şeyleri iyi analiz edip ona göre çözüm yolları geliştirebiliyorlar. Bunun yanında bu kişiler, deneyimlerinden bir şeyler öğrenebileceklerini düşünüyorlar ve öğrenmeye açık oluyorlar. Tutumlarını değiştirme konusunda bir direnç göstermiyorlar, ellerindeki kaynakları etkin bir şekilde kullanabiliyorlar ve travma sonrası büyüme yaşayabiliyorlar. Psikolojik dayanıklılığı düşük olan kişiler ise, başlarına gelen stresli bir olay sonrasında çok fazla uyarılıyorlar ve tehdit algıları yükseliyor. Bu kişiler başlarına gelenler karşısında kurban algısı gösteriyorlar. Olayları anlamlandırmada yetersiz kalıyorlar, katı bir tutum içinde oluyorlar ve eski kalıplarını tekrarlayıp duruyorlar. Bu sebeplerden kendilerini bunalmış ve kaygılı hissediyorlar ve travma sonrası stres bozukluğu geliştirebiliyorlar.

Psikolojik Dayanıklılık Bir Kişilik Özelliği Midir? Sonradan Geliştirilebilir Mi?

psikolojik-dayaniklilik-stres-ve-sakinleme

Bazı mizaç özellikleri psikolojik dayanıklılıkta etkili ancak psikolojik dayanıklılık öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir beceridir. Psikolojik dayanıklılık, bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkilerimizi içinde barındıran bir beceridir. Dolayısıyla öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Peki nasıl geliştirebiliriz bu becerimizi? Öncelikle kendimizi tanıyarak işe başlayabiliriz. Hangi durumların bizi strese soktuğunu, bu strese nasıl tepki verdiğimizi, bu stresli olayla ilgili neler düşündüğümüzü gözlemleyebiliriz. Hatta eğer bunlar yazılabilirse, bir stres günlüğü tutulabilirse çok daha etkili bir kendini anlama kılavuzu yaratılabilir. Bu zamana kadar stresli durumlarla nasıl başa çıktığınızı düşünmenizde faydalı olacaktır. Bazı insanlar sanatsal faaliyetlerde bulunarak, bazıları fiziksel aktiviteler yaparak, bazıları ise bir şeyler üreterek stresli durumlarla baş ederler.

  • Siz nasıl baş ediyorsunuz?
  • Stresli durumlarda neleri yapmak sizi daha çok rahatlatıyor, daha kolay atlatmanızı sağlıyor?

Bunları bulabilirsiniz. Sinir sistemi düzenleyici aktiviteler yapmak da psikolojik dayanıklılığınızı arttırabilir.

Bunlar;

  • nefes egzersizleri,
  • bilinçli farkındalık (mindfulness) çalışmaları,
  • yoga, meditasyon

vs. olabilir. Yaşadığımız deneyimlerle beynimizde yeni sinir ağları oluşuyor. Bu yeni sinir ağlarından daha sonra yeni tepkiler gelişebiliyor. Dolayısıyla hayatınızın hiçbir döneminde yukarıda söylenenleri yapmamış olsanız bile pratik etmeye başladıkça yeni tepkiler, davranışlar geliştirebilirsiniz. Bunların sık sık pratik edilmesi ise stresli bir durum sırasında sizin yeni tepkinizi, davranışınızı uygulamaya koyma hızınızı etkileyecektir. Ne kadar fazla pratik ederseniz, o kadar hızlı sonuç alabilirsiniz.

Psikolog Sinem Şahinok

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu