Facebook Pixel

Sürprizlerle Dolu Sülük Terapisi

 

Sürprizlerle Dolu Sülük Terapisi

Hirudoterapi, tıbbi amaçlarla sülüklerin kullanıldığı bir tedavi yöntemidir ve antik çağlardan beri hekimler tarafından benimsenmiştir. Sülük tedavisi ile ilgili en eski kaynaklar, MÖ 15. yüzyılda Babil hekimlerine kadar uzanır. İbn-i Sina’nın kitaplarında da sülük tedavisine yer verilmiştir. Sürprizlerle Dolu Sülük Terapisi

Günümüzde sülük tedavisi, biyolojik etkileri açısından eşsiz bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. İngilizler, sülüklere “canlı eczane” adını vermişlerdir.

Tedavi edici özelliklere sahip sülüklerin birkaç türü bulunur, bunlar arasında H. medicinalis ve Hirudo verbana yer alır ve bu sülüklere “tıbbi sülük” denir.

Sülükler, vücut ağırlığının 3 ila 10 katı kadar kan emerler. Vücut ağırlığı arttıkça emdikleri kan miktarı da artar ve bir yıla kadar beslenmeksizin yaşayabilirler.

Sülükler, kan emerken kendi salgılarını vücuda verirler. Bu salgı, yaklaşık 100 biyoaktif madde içerir. Bu maddelerin bazıları kanın pıhtılaşmasını önlerken, bazıları mevcut pıhtıları çözebilir, bazıları ağrı kesici özelliklere sahiptir ve bir kısmı da kan basıncını dengelemeye yardımcı olur. Ayrıca sülük tedavisinin antidepresan, antibakteriyel ve antioksidan etkileri de belirlenmiştir.

Sülük tedavisi etkin bir şekilde şu hastalıklarda kullanılmaktadır

  • Varis ve venöz damar sorunları
  • Romatoid artrit ve diğer romatizmal hastalıklar
  • Artroz ve eklem kireçlenmeleri
  • Migren ve gerilim baş ağrıları
  • Baş dönmesi, kulak çınlamaları
  • Kas ağrıları, fibromiyalji, huzursuz bacak sendromu
  • Boyun fıtığı, bel fıtığı, tendinit, tenosinovit, bursit iltihap ve ağrıları
  • Dejeneratif sinir sistemi hastalıkları ve felçler (MS, ALS, Parkinson gibi)
  • Egzama, ürtiker, kronik deri hastalıkları, sedef hastalığı ve akne
  • Kronik hepatit ve karaciğer hastalıkları
  • Depresyon
  • Tüm bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik yorgunluk sendromu

Sülük tedavisi uygulanırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır

  • Hastanın anemi (kansızlık) sorunu olmamalıdır.
  • Kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmamalıdır.
  • Pıhtılaşmayı engelleyen bir hastalık bulunmamalıdır.
  • Gebeler, emziren anneler, kontrolsüz diyabet veya kalp yetmezliği olanlar ve çocuklar sülük tedavisine tabi tutulmamalıdır.
  • Bir hastada kullanılan sülükler başka bir hastada kullanılmamalıdır.
  • Sülük tedavisi genellikle hastalığın cevabına göre 5-7 gün aralıklarla uygulanır. Eklem ağrıları gibi rahatsızlıklarda 2-3 seans etkili olabilirken, varis hastalarında 10-15 seans tedavi gerekebilir.

Unutmayın, bu bilgiler genel bir özet niteliğindedir ve her birey için farklılık gösterir. Bu nedenle sülük tedavisi düşünen herkesin öncelikle bir sağlık uzmanına danışması önemlidir.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu