Facebook Pixel

3 Yaş Çocuk Gelişimi

3 Yaş Çocuk Psiko-Sosyal Gelişimi Detayları

3 yaş çocuk gelişimi, 2 yaşında başlayan bağımsızlık isteği bu dönemde de devam eder. İnatlaşma, kendi işini yapmak isteme gibi bağımsızlık mücadeleleri, öfke nöbetleri ve meraklılık duygusu ile karşılaşılır. Kendini ifade etme konusunda henüz tam olarak gelişmeyen çocuğunuzda zaman zaman öfke ya da ağlama nöbetleri görülebilir. Birçok şeyi öğrendiği bu dönemde, çocuğunuzla özel olarak ilgilenmeniz faydalı olacaktır. Çünkü bu dönemde çocuğunuz kendini tanımaya başlar; siz ebeveyn olarak çocuğunuzu desteklerseniz anne baba çocuk arası iletişim ve ilişkiniz de güçlenir. Bu dönem ebeveynlere sabır gerektirmektedir, çünkü çocuğunuzun en meraklı zamanları başlamış bulunmaktadır. Yazımın ilerleyen kısımlarında neyi nasıl konuşmak gerektiğinden bahsediyor olacağım. Şimdi 3 yaş çocuk gelişimi hakkında tüm detayları birlikte inceleyelim. 

Çocuğumun Beslenme Düzeni Nasıl Olmalı?

3 yaş çocuk gelişiminde beslenme

3 yaşındaki çocuğunuzun gelişiminde, yemek seçimleri konusunda günden güne karmaşa yaşayabilirsiniz. Çünkü bu dönemde çocuklar yemekleri tanımaya, ayırt etmeye ve seçici davranmaya başlarlar. Bir gün severek yediği elmayı, diğer gün zorlasanız da yediremezsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken şudur, çocuğa seçim hakkı tanımak. Yemek seçeneği çoğaldığı zaman, neyden ne kadar yemek istediği konusundaki seçim çocuğunuza ait olsun, ufak anne baba dokunuşları elbette yapılacak fakat, çocuğunuzun 3 yaş dönemindeki bağımsızlık isteği ve merak duygusunu unutmamalısınız. 

Tanıdığı ve sevdiği yiyecekler yanında ilk kez yiyeceği yemekler de olsun ki, merak ve bağımsızlık ihtiyacını da aynı anda giderebilsin. Yeni yiyecekler konusunda onu zorlamayın ama mutlaka destekleyin. Yiyecek seçeneklerine ise çocuk doktorunuzla birlikte karar vermeniz en doğrusu olacaktır. 

Bilişsel Gelişimini Şunları Yaparak Destekleyin:

3 yaş çocuk bilişsel gelişimi

  • 3 yaş çocuk gelişiminde önemli yer tutan bilişsel gelişim, doğum itibariyle çevre ile etkileşimin artarak devam ettiği bir süreçtir. Bu süreçte çocukların zihinsel aktiviteleri aileleri tarafından özenle desteklenmedir. Çünkü çocuk öğrenmeye başlamıştır ve zamanla öğrendiklerini diğer alanlara aktaracaktır. Anne baba olarak zengin iletişim imkanları sağlamanız çocuğunuzun bilişsel gelişimi açısından önemli yer tutmaktadır.
  • Çocuğunuz yeni kelimeler öğrenmeye ve bu kelimeleri cümleler içinde kullanmaya başlamıştır. Meraklı şekilde size sorular sormaya da başlamıştır ve kelime haznesi gitgide büyüyordur. ‘Bulutlar neden beyaz? Gökyüzü neden mavi? Çocuklar nasıl resim yapar? Oraya neden gidiyoruz?’ gibi aklımıza gelmeyecek kadar yaratıcı soruları vardır. Bu soruların tamamını öğrenmeye yönelik sorduğunu unutmayın. Tam da bu noktada anne baba olarak çocuğunuzun sorularına karşı sabır göstermeniz ve açıklayıcı şekilde cevaplar vererek desteklemeniz gerekmektedir. 

Nesnelerin boyutlarını, şekillerini ve renklerini anlamaya başlarlar. 

  • Soyut düşünme başlar ve buna bağlı olarak hayal güçleri gelişir. Hayallerini oyunlarına yansıtırlar, rol alarak oynarlar. Hayal güçleri nedeniyle korkular geliştirebilirler, karanlıkta bir canavar olduğunu düşünebilirler. Bu gibi durumlarda destekleyici yaklaşmanız, korkularını ifade etmesine yardımcı olmanız ilişkinizi güçlendirecektir. 
  • Zaman ve sayıları öğrenmeye başlarlar. Legoları üst üste koyup göstererek sayabilirsiniz. Eşleştirme ve gruplama yapabilirler, az sayılı yapboz yapabilirler, daire ve kare gibi basit geometrik cisimleri çizebilirler, kalemle karalamalar yapabilirler, renkleri de tanımaya başlamışlardır. Pek çok oyunla bu öğrenmelerini desteklemeye devam edebilirsiniz.

3 Yaş Çocuk Sosyal-Duygusal Gelişimi

3 yaş çocuk sosyal duygusal gelişim

3 yaş çocuk gelişiminde önemli konulardan biri de sosyal ve duygusal gelişimdir. Çocukların kendilerini tanımaya başladığı bu dönemde duygularının farkına varır, yeteneklerini ve sınırlarını öğrenir, çevresiyle iletişimini geliştirir ve çevreye uyum sağlamak adına denge kurmayı öğrenir. 

Çocuğunuz duyguları tanımaya başladığı için evde buna yönelik etkinlikler planlayabilirsiniz. Duyguları yüz ifadeleriyle anlatmanız, buna yönelik kartlar oluşturup üzerine konuşmanız faydalı olacaktır. Olumlu duygular yaşadığı gibi olumsuz duygular da yaşayacaktır, olumsuzlukların nasıl üstesinden geleceğini de bu dönemde öğrenmeye başlayacaktır. Bu yüzden olumsuzlukları es geçmek, çocukta öğrenme eksikliğine yol açacaktır. Sosyal ve duygusal gelişimde, ailenin rolü büyüktür. Çünkü çocuğun öğrenmeye başladığı ilk yer ailesidir, anne babanın tutumu önem arz etmektedir. 

Çocukta cinsiyet rolleri yavaş yavaş gelişmeye başlar, bu yüzden mahrem ve cinsiyetler hakkında basit bilgiler verilmelidir. Bedenimizdeki organlar, el-yüz-dudak gibi daha görünür olanlar, hakkında bilgilendirme yapılabilir, bunu resim çizerek oyunlaştırmanız çocuğunuzun öğrenmesini kolaylaştırır. Anne babanın ya da arkadaşlarının bedeni ile ilgili sorular sorabilir, bu konuda kısa ve basit bilgiler vermeniz faydalı olacaktır.

3 Yaş Oyun Dönemi

3 yaş oyun dönemi

3-4 yaşlarında denge ve koordinasyon becerileri gelişen çocuk, akranlarıyla oyun oynamaktan keyif alır. Oyun kurmak ve sürdürmekten hoşlansa da oyuncaklarını paylaşmak istemeyebilir, bunu nazik bir dille ‘Bu bebek senin oyuncağın, fakat arkadaşınla oynayabilirsin.’ ya da ‘Bu arkadaşının oyuncağı, beraber oynamak istiyor mu diye bir soralım bakalım.’ gibi ifadelerle yönlendirmeler yapabilirsiniz. Bu dönem oyunlarında taklit vardır. Ailesinden bireyleri, komşu teyzeyi, arkadaşlarını taklit ederek oyunlar kurmaya başlamıştır. Bu yüzden aile ortamının çocuğa sunduğu zenginlik, oyunlarında yer bulacaktır. (Zenginlik; yalnızca oyuncakla değil, iletişimle de olur.)

Bu yaş çocukları sek sek oynamaya, 3 tekerlekli bisiklet kullanmaya, sayısı az olan yapbozlar ile oynamaya başlayabilir; aile içi iletişimi güçlendirmek adına mutfakta etkinlikler düzenleyebilirsiniz ve çocuğunuza basit görevler verebilirsiniz. 

Aile ile İlişkiler

aile ile ilişkiler

3 yaşındaki çocuk bazı şeyleri kendi yapmayı öğrenmiş olsa da hala ailesinin desteğine ihtiyaç duyar. Duyguları öğrenmeye başlamış olsa da pekiştirici durumlara ihtiyacı vardır, resim çizerken yardıma, oyun kurarken çevreyi düzenlemeye ihtiyaç duyar. Kendini ifade etmeye yavaş yavaş başlamıştır fakat, duygu ve kelime dağarcığı henüz tam olarak gelişmediği için kendini anlatamadığı durumlarda öfke patlamaları, ağlama nöbetleri gibi durumlar oluşabilir. Bu gibi durumların normal olduğunu bilmek ve buna uygun tutum sergilemek çocuğunuzun gelişimi için çok önemlidir. 

Duyguları Tanıma

duyguları tanıma

Sosyal ve duygusal gelişimde bahsettiğimiz gibi, çocuğun olumsuz duyguları da yaşamasına müsaade edilmeli, ardından kendini nasıl ifade edeceğini ve nasıl üstesinden geleceğini çocuğa öğretmek gereklidir. Bu da anca anne babanın destekleyici tutumuyla gerçekleşir. Çocuğunuz size zıt çıktığı zaman sizin de ona zıt çıkmanız, aradaki iplerin iyice gerilmesine neden olacaktır. Destekleyici yaklaştığınızda, ‘Şu anda oyuncaklarını topladığım için bana kızgınsın ve üzüldün.’ gibi ifadeler kullanmanız çocuğun duygusunu kabul ettiğiniz anlamına gelecektir. Ardından ‘Bugünkü oyun saatimize ara vermeliyiz, çünkü yemek yiyeceğiz.’ gibi ifadeler kullanmanız da oyuncaklarının neden toplandığını anlamasına yani durumu net şekilde zihninde oturtmasına yarayacaktır. Bu sayede sınırlarını da öğrenmeye başlayan çocuk, ileriki dönemlerde öfke ve ağlama nöbetlerini azaltacaktır.

Sınır Koyma

Sınır koyarken ya da istenmeyen davranışa yönelik konuşurken önemli nokta şudur, bu durumlar çocuğunuzun bütünü değil yalnızca o davranışıdır. Demek istediğim şudur; çocuğunuz istemediğiniz bir davranış yaptığında ‘Sen çok yaramaz bir çocuksun!’ demek ile ‘Oyuncakların yere fırlatman için değil, haydi gel oyuncaklarını kutusuna koyalım.’ demek arasındaki farkı görebilmeniz. Yanlış ya da olmaması gereken durumlarda direk çocuğunuza yönelik söylemler yapmanız, ondaki öz benlik gelişimini olumsuz etkileyecektir. Çocuğun bu tutumunun yalnızca durumlara yönelik olduğunu bilmeniz ve buna uygun duygular ile durumu açıklamanız gerekmektedir. Böylece çocuk neden-sonuç ilişkisi de kurmaya başlayacaktır.

Özetle,

davranışa yönelik duyguları sunun, alternatifler verin, seçim hakkı tanıyın, sınırları öğretin. Bu tutumu geliştirirken ebeveyn olarak tutarlı olmanız çok önemlidir, aksi taktirde çocuğun aklında da dengesizlik oluşacaktır. Ağladığında oyuncaklarını geri veriyorsanız, çocuk bu kez ‘eğer ağlarsam oyuncağımı bana verecekler’ düşüncesiyle hareket edip ağlama davranışını genele yayabilir. Bu yüzden sınırlar konusunda net ve tutarlı olmanız gerekmektedir. Aynı durum anne-baba arası tutarlılıkta da geçerlidir. 

Psikolojik Danışman, Aile Danışmanı Büşra GÜRKALE

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu